Enflasyon fiyatların artışı olarak bilinir. Yani düzenli olarak fiyatların yıl içerisinde bir noktadan başka bir noktaya doğru artış göstermesi halidir. Enflasyon normal şartlar altında bir ekonomi için gereklidir de aslında. Enflasyon normal koşullar altında tüketimi artırır. İnsanların alım-satım dengesini kontrol etmesinde yardımcı olur ve gelecekteki fiyat artışından dolayı aslında bunu yapmayı başarır. Yani insanlar gelecekte fiyatlar artacağı için şu anda tüketme eğiliminde olurlar ve bu ekonominin çarklarını döndürür.
Bu sebeple enflasyon bir ekonomide kendisini vazgeçilmez yere koyabilir. Ancak enflasyonun çok hızlı arttığı dönemler de vardır. Ve enflasyonun çok hızlı artması aslında bir ekonomiye yarardan çok zarar getirecektir. Enflasyonun çok hızlı artmasının en ağır sonuçları sosyal sonuçları olacaktır. Yaşanan gelir adaletsizliği, insanların hızla yoksullaşması ve bu yoksullaşmanın getirdiği toplumsal değişim bu enflasyonun en ciddi sonuçlarından birisi olacaktır. Enflasyonun hızlı artışının toplumlar içerisinde ne yazık ki depresyon, cinayetler, sosyal bozulma, çürüme ve keyif veren her türlü şeyin kullanımını artıran bir eğilimi vardır. Aynı zamanda şans oyunlarına da insanları yöneldirir. Yani enflasyon çok hızlı arttığında sosyal çöküşün önünü açan bir kavramdır. Ve sosyal bir krize sebep olur.
Bununla birlikte enflasyonun ekonomik krize sebep olan bir yanı da vardır. Bu yanı ise şöyle izah edilebilir. Fiyatların sürekli olarak artması, şirketlerin daha az satış yapmasına sebep olacaktır. Aynı zamanda üretim yapan veya hizmet sağlayan şirketlerin maliyetlerinin de artmasına sebep olacaktır. Yani iki taraflı korkunç bir baskı. Bunlardan birincisi, maliyetlerin artışıyla birlikte şirketin işinin zorlaşması. İkincisi ise, maliyetlerle birlikte satılan ürünlerin fiyatlarının da artmasından dolayı tüketicinin daha az tüketme eğiliminde olması. Yani hem maliyetlerin artışından bir zararı var, hem de satışların azalmasından bir zararı var. İşte hızlı artan enflasyon böylesine korkunçtur. Ancak enflasyonun bir tane daha korkunç yanı vardır ki, o da genellikle enflasyonun kendi kendini sürekli olarak daha da arttırmasına sebep olur. Ve buna sebep olan şey aslında insan faktörüdür.
Özellikle denetimin az olduğu ortamlarda şirketler enflasyon kisfesi altında fiyatlarını sürekli olarak daha da arttırmaya başlarlar. Ama bu artış enflasyon oranının da üzerine çıkabilir. Yani şöyle düşünün, zaten hızlı artan bir enflasyon var ve bu enflasyon yılda %15 artmış olsun. Ancak şirketler kendi ürün fiyatlarına %15 zam değil de %20 zam yapabilirler. Bazı şirketler belki %30 yapar ama hiçbiri %15 olan enflasyon artışının altına düşmez. Ve burada aslında kendi kendini sürekli arttıran bir enflasyonla karşı karşıya kalırız. Çünkü enflasyon arttıkça şirketler fiyatlarını daha da orantısız şekilde arttırmaya başlar. Bir süre sonra bu bir beklentiye de dönüşecektir ve şirketler enflasyon rakamı açıklanır açıklanmaz orantısız bir şekilde fiyatlarını arttıracaktır. Yani ortada tamamen enflasyonun kendi kendini arttırmasına sebep olan bir döngüyle karşı karşıya kalmış oluruz. Ve buna sebep olan yegane şey ise insanların açgözlülüğü olacaktır.
İşte bu aşamadan sonra aslında enflasyonda insan faktörüyle birlikte bir sarmal, çıkmaz bir döngü başlar. Çünkü artık geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru gidilmeye başlanır. Artık insanlar tüketmese bile bir fiyat artışı yaşanmaya başlanabilir. Ve para az bir kesimde kalsa da yine tüketim bir şekilde devam eder. Yani şöyle düşünün, enflasyon yüzünden bir gelir adaletsizliği yaşandı. Enflasyondan daha çok fiyatlarını artıran şirketler veya kişiler halkın elinde olan parayı kendilerine aktarmış oldular. Yıllar içerisinde aktarılan bu para servetin ufak bir kesimde toplanmasını sağladı. Servet ufak bir kesimde toplanınca bu sefer parayı birbirleri arasında döndürmeye başlayan bu kesim aslında sürekli olarak birbirlerine karşı fiyat da artırmaya başladılar ve enflasyon sarmalı bu şekilde bitip tükenmeden devam etmeye başladı. Maliyetler arttırıldı. Maliyetler arttırıldıkça enflasyon arttı. Enflasyon arttıkça fiyatlar da oransız bir şekilde arttı. Fiyatlar oransız bir şekilde arttıkça tekrar maliyetler arttı. Tekrar fiyatlar oransız bir şekilde arttı. Para daha da küçük bir kesimlerinde toplandı. Harcama kapasitesi artan kesim harcamaya devam ettikçe sistem döndü. Sonra yine maliyetler arttı. Yine enflasyon arttı. Yine fiyatlar arttı. İşte bu kısır döngü enflasyon sarmalı diyebileceğimiz bir döngüdür aslında. Böyle bir şey ekonomi kitaplarında var mı bilmiyorum. Sadece benim aklıma gelen bir şey olduğu için burada paylaşmak istedim. Hepsi bu. Tamamen kendi görüşüm. Ama belki de dünyada yaşanan yegane şeylerden birisi de bu olabilir.
Sonuca gelecek olursak yaşananı şöyle özetleyebiliriz. Her şey bir ekonomik krizle başlar, enflasyona dayalı olacak şekilde ama. Enflasyon artar, şirketler enflasyondan daha fazla olacak şekilde fiyat artırır, bu fiyat artışı yaşanınca para orantısal olarak insanların maaşlarından, fiyatlar insanların maaş artışından daha hızlı bir şekilde artar. Böylece insanların maaşları aslında ufak bir kesimin cebine girmeye başlar. Denetimin olmadığı bir ortamda enflasyondan daha fazla fiyat artıran şirketler veya kişiler, yıllar içerisinde maaşlara oranla çok daha yüksek oranlarda fiyat artırmış olurlar ve parayı kendilerinde toplarlar. Para kendilerinde toplanınca kendi aralarında ne kadar fiyat artırırlarsa artırsınlar, tüketimi devam ettirebilirler ve bununla birlikte maliyetler artar, maliyetler arttıkça enflasyon artar, enflasyonla birlikte fiyatlar daha da şişirilir. Para daha çok ufak bir kesimin elinde toplanır ve bu ufak kesim harcama yapmaya devam ederek bu tuhaf sistemi döndürmeye devam eder ve böylece bir sarmal oluşur, bir çıkmaz oluşur. İşte küresel anlamda bugünün özeti bu olabilir. Enflasyon sarmalının özeti.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız