İnat denilen özellik, insanın hayatta sahip olabileceği hem en iyi hem de en kötü özelliklerden birisidir. İnat dediğimiz şeyin iyi olduğu yanlar ve kötü olduğu yanlar, neye veya kime karşı inat edildiği ile ilgilidir. Eğer inat dediğimiz özellik herhangi bir konuda kararlılık göstermek veya herhangi bir yoldan vazgeçmemek için gösteriliyorsa, o zaman inat dediğimiz şey bir insana fayda sağlayacaktır. Bir insanın pes etmemesi veya vazgeçmemesi için biraz inatçı olması gerekir. 

 

Ve hemen vazgeçmemek, hemen pes etmemek bir insan için oldukça önemlidir aslında. Bir insanın hayatta bir yerlere gelebilmesi için kolay kolay pes etmemesi gerekir. Bunun haricinde bir de inat dediğimiz şeyin zararlı olduğu anlar vardır. Bunlardan birincisi, insanın baş edemeyeceği bir güce karşı veya bir duruma karşı inatla mücadele etmeye çalışmasıdır. İşte bu bir insanın aslında hayatta karşılaşabileceği en kötü durumlardan birisini oluşturur.

Burada insan, baş edemeyeceği bir duruma karşı inat ettiği için genellikle başına son derece büyük felaketler gelmesine sebep olabilir. Yani insan duracağı yeri bilmelidir. Eğer insan duracağı yeri bilmez ve inatlaşmaya devam ederse sonunda pek çok şeyini kaybedebilir, zamanını kaybedebilir, enerjisini kaybedebilir, manevi ve maddi olarak imkanlarını kaybedebilir. Bununla birlikte insanın inatlaşmasının en kötü olduğu kısım yani insanın inatlaşmaması gereken ikinci bir durum ise insanın kendisiyle inatlaşmaması gerekir. Bu kendisiyle inatlaşmaması durumunu da ikiye ayırabiliriz. 

 

Bunlardan birincisi insanın herhangi bir konuda kararlılık ve irade göstermesi gereken durumlarda kendisiyle inatlaşmasıdır. Bu insanın kendisiyle olan inatlaşmasında son derece önemli bir durumdur. Örneğin siz herhangi bir konuda başarılı olmaya çalışıyorsunuz ve diyelim bir tıp öğrencisisiniz. 8 sene boyunca ya da 10 sene boyunca okul okuyacaksınız. İşte burada kendinizle inatlaşıp 10 sene boyunca o okulu okursanız sonunda çok büyük bir şey başarmış olursunuz ve geleceğinizle ilgili de önemli bir yatırım yapmış olursunuz. Bir doktor olmuş olursunuz aslında. Önemli bir mesleğiniz olur.

Şimdi gelelim insanın kendisiyle olan inatlaşmasındaki zararlı dediğimiz kısmına. Eğer siz o tıp öğrencisiyseniz ve bir türlü okuduğunuz okulda beceremediğinizi, başaramadığınızı görüyorsanız ve yaptığınız veya okuduğunuz eğitimi hiç sevemiyorsanız, işte burada kendinizle inatlaşmamanız gerekir. Çünkü belli ki yapamıyorsunuz, başaramıyorsunuz. Böyle bir durumda zararın neresinden dönülse kârdır gözüyle bakıp bırakmak gerekir. Ama eğer bırakmıyorsanız ve inatla o sevmediğiniz, yeteğinizin olmadığı, beceremediğiniz alanda inatla gitmeye çalışıyorsanız ve devamlı başarısız olmaya devam ediyorsanız, hiçbir ilerleme kaydedemiyorsanız, işte orada bırakmanız gerekir. 

 

Bırakmazsanız sonunda sevmediğiniz bir işiniz, beceremediğiniz bir işiniz olacak veya muhtemelen 10 sene değil de belki de daha fazla zaman kaybedeceğiniz bir sürece girmiş olursunuz. Belki eğitim hayatınızı bile tamamlayamayabilirsiniz. İşte bu kendinizle inatlaşmanızı bırakmanız gereken andır. Yaparsanız size çok yazık olur. Bir insan yeteneğinin ve becerisinin olmadığı bir konuda kendisiyle inatlaşmayı bırakmalıdır ve yeteneğinin olduğu, becerisinin olduğu, sevebildiği konularda kendini geliştirebilmek için kendisiyle inatlaşmalıdır.