Ekim 23, 2024

Osmanlı Düğünleri

Eskiden, kız ve oğlan aileleri çoğunlukla ken­di başlarına karar verirlerdi. Oğlunu evlendirmek iste­yen anne, kendi dengi bir aile­nin kızını almak için ya tanı­dıklarından gözüne kestirdiği bir kızı doğrudan doğruya gi­dip ister veyahut haberini al­dığı fakat tanımadığı bir aile­nin kızını, yanına akrabadan veya komşu bir-iki kadın ala­rak, tanımadığı o ailenin kapı­sını çalardı. 

Osmanlı Düğünleri

"-Küçük hanımı görmeğe geldik"

"-Safa gel­diniz"

 

"Küçük hanımı görmeğe geldik"   diyerek içeri giren görü­cüler, güler yüzle karşılanır, misafir odasına alınırlardı. Yaşmak­lar, feraceler çıkarılmadan otu­rulur; kız evinin en yaşlı büyük hanımı misafirlere, "Safa gel­diniz" der, hal hatır sorardı.

Osmanlı Düğünleri

İçeride ise kızı giydirir, ku­şatır, takar, takıştırırlardı. Bir halayık görücülerin karşısına bir iskemle geçirip koyar, bi­raz sonra da gümüş bir kahve tepsisi içinde gümüş zarflar, fağfurî fincanlarla, bir cariye kahveleri getirip dağıtırdı. Bundan sonrasını, Musa­hipzade Celâl'in 1946'da yayım­lanan 'Eski İs­tanbul Yaşayı­şı' kitabından izleyelim:

 

"Kız, kıymetli bir ku­maştan yapılmış uzun üçetekli entarisi ve altında dökme şal­varı mini mini çedikleriyle sı­kıla sıkıla, utana utana getir ve görücülerin karşısındaki sandalyeye    oturur,     başını önüne eğer. Görücüler kah­velerini ağır ağır içerken, kız­cağızı da tepeden tırnağa kadar inceye tetkik ederler. İçlerinden biri, başını eğen kızcağıza, 'Yavrucuğum, biraz başını kaldır da güzel yüzünü görelim' diye rica eder. Odada bulunan kızın ailesinden biri de, 'Sıkılma yav­rum' gibi sözler söyleyerek kı­za gayret vermek ister."

Osmanlı Düğünleri

Musahipzade'ye bakarsa­nız, evin kızı bunalmıştır as­lında bu yoğun bakışlardan... Bu arada oğlan anası, elindeki fincanı bir köşede bekleyen halayığa doğru uzatır ve hala­yık gümüş tepsi ile yaklaşarak fincanları toplar. Halayık geri geri çekilerek odadan çıkar­ken, kız da halayığı takip eder.

Osmanlı Düğünleri

Görücüler, "Maşallah, Ma­şallah" diyerek kızı taltif eder­ler. Eğer kızı beğenmişlerse, oğlan anası lafı uzatmaz; oğlu için kızı ister. Kız tarafı, dama­dın işini gücünü sorar. Anlatı­lır. Kız anası, "Çöp çatan çattı ise ne diyeyim, pederine söyle­yeyim" der. Akşam, 'evin efendisi'ne mesele açılır; ertesi gün de 'tahkikat' başlar. Sonuç olum­lu çıkarsa, damadın babası, yanına akrabadan bir-iki kişi alıp kız evine gelir; Allah'ın emri, Peygamber'in kavli ile kızı babasından resmen ister.

Yorumlar

  • Ne düğünlerimiz varmış

  • konudan bağımsız görmeğe imiş eskiden ama görmeye olmuş

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Osmanlı’da Burçlar KAVS - YAY

Osmanlı’da Burçlar KAVS - YAY

Güneş Enerjisi Panelleri ve Kelebekler

Güneş Enerjisi Panelleri ve Kelebekler

DEHB Kalıtsal Olabilir Mi?

DEHB Kalıtsal Olabilir Mi?

Fizyolojik Olarak Büyümek

Fizyolojik Olarak Büyümek

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Sınırı Aşmak

probiyotik

Osmanlı’da Burçlar KAVS - YAY

bubble30
Nielawore

EXPLOSIONS FROM THE PAST: NGC 4051

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun