Bir konuda çabalamamızın boşuna olup olmadığını veya çabalamaya deyip deymeyeceğine karar vermemizi sağlayacak yegane şey, çabaladığımız durum için gereken güç ile bizim elimizde olan güç arasındaki farkın büyüklüğüdür. Şöyle düşünün, diyelim ki siz bir sporcusunuz ve 50 kiloluk bir ağırlığı rahatça kaldıracak bir güce sahipsiniz şu an için ama 150 kiloluk bir ağırlığın altına girerseniz ne olur? Belki o ağırlığı kaldırabilirsiniz ama o ağırlığı kaldırana kadar gösterdiğiniz çaba, harcadığınız emek ve enerji, üzerinizde olan yorgunluk, belki kastlarınızda oluşabilecek bir hasar bu çabaya değmeyecek bir işin altına girdiğinizi gösterir.
Yani gücünüzü çok aşan bir durumda çabalamaya kalkarsanız kendinizi çok yorabilir, kendinizde kalıcı hasarlar bile bırakma ihtimali oluşturabilirsiniz. Bu yüzden çabalamaya değmeyecek olan bir şey varsa o da o anki gücünüzü çok fazlasıyla aşan bir işin altına girmektir. Peki, ne yapabiliriz? Yani hayatın bize ne getireceği belli olmaz. İşte bu durumda 1. Kendi gücümüzü bilmeli. 2. Karşımıza çıkan durumları iyi anlamalı ve yeri geldiğinde geri çekilip uygun bir güce erişince deneyebilmeliyiz. Burada önemli olan şey kendini çok iyi tanımak ve karşındaki engeli veya durumu çok iyi anlayıp tanıyabilmektir.
Gücü ölçmek zordur ama tahmin etmek mümkündür. Doğru tahminler yapmak da mümkündür. Asla gücünüzü aşan bir işe ya da en azından çok fazlasıyla aşan bir işe girmeyin. 50 kiloluk bir ağırlığı kaldırabiliyorsanız 100 kiloluk bir ağırlıkta şansınızı deneyin ama 150-200-300 kiloluk bir ağırlığının altına o halde girerseniz kendinize zarar verirsiniz. Çabanıza değmez.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız