Nisan 29, 2024

Galata Köprüsü’nün Hikayesi (III)

Haliç'in karşı kıyısına, Azapkapı ile Unkapanı ara­sında uzanan Unkapanı Köprüsü'yle de geçebilirdiniz. Ama Unkapanı Köprüsü, Ga­lata Köprüsü'ne göre daha tenha idi... Kaldı ki, üstünden de tramvay geçmezdi. Ne bile­yim, öteki gibi canlı ve hare­ketli olmadıktan başka sevim­li de değildi.

Galata Köprüsü’nün Hikayesi (III)

Haliç'te karşıdan karşıya geçmek için yalnız dolmuşa değil, kayığa da binilirdi. Karaköy'de, Kalafat yerindeki tahta iskeleden karşı kıyıya, Eminönü'ndeki iskeleye de­vamlı olarak dolmuş kayıkları gidip gelirdi. Ama bu kayıkla­ra daha çok çevredeki esnaf binerdi. Çoluk, çocuk, genç kızların, kadınların bu kayıklara bindikleri, hiç gözümün önüne gelmiyor.

Galata Köprüsü’nün Hikayesi (III)

Binenlerin sayısı dört kişi olunca kayıkçı ipini çözerek kayığı iskeleden ayırır, sonra da avuçlarına şöyle bir tükürüp o hantal ve ağır kürekle­rin topuzuna yapışıverirdi. Binenlerin karşıya geçiş ücreti olan 5 kuruşu kayıkçı topla­maz, herkes kayığın orta yer­deki oturak tahtasının üstüne kendi bırakırdı. Bozuk beş ku­ruşu olmayanlar on ya da yir­mi beş kuruş koyar, paranın üstünü yine oturak tahtasının üstünden kendileri alırlardı. Kayıkçı da, gözleri ortadaki bu parada, kürekleri ağır ağır çekmeye devam ederdi.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Osmanlı Marjinalleri: Hokkabazlar

Osmanlı Marjinalleri: Hokkabazlar

Şah ve Satranç

Şah ve Satranç

Satranç ve Şah

Satranç ve Şah

Mikrodalga Fırının Prensibi

Mikrodalga Fırının Prensibi

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Çıkarlara Uymak

probiyotik

Osmanlı Marjinalleri: Hokkabazlar

bubble30
Nielawore

LET'S SEE THE NORTH POLE OF THE MOON

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun