Hindistan’da kendisine karşı koyabilecek bir güç bırakmayan Babür Racistan ve Malva bölgelerini devletine dâhil etmiş, bir yandan zapt ettiği bölgelerde yaptırdığı saraylarda istirahat edip dostlarıyla sohbet ederken, öte yandan ileride kendine sorun yaratabilecek Sultan Mahmut Lodi ve Afgan emirlerini tamamen temizleme hazırlıkları yapmıştır. 6 Mayıs 1529’da, Ganj ve Ghagra nehirlerinin birbirine karıştığı noktada Babür’ün ordusu ile Bihar ve Bengal serdarlarının arka çıktığı Afgan ordusu karşılaşmış, küçük ölçekli bu savaşta Afganlar yenilgiye uğratılmıştır.
Önceleri Babür’e karşı ittifaklara dâhil olan ancak bu müttefiklerinin yenilgiye uğramasıyla yalnızlaşan Bengal yöneticisi Nusret Şah ile üç maddelik bir barış anlaşması yapıldıktan sonra, ona sığınan Afganlar esir alınarak, bu bölge de teslim alınmıştır. Babür Devleti’nin sınırları bu son başarılı hamlelerle birlikte içine Racistan ve Malva şehirlerini de alarak Kuzey Hindistan’da 1500 kilometrelik bir alanı kapsar hale gelmiştir.
Babür, çalkantılı onca yılın ve ağır savaşların ardından ganimetlerle ve değerli eşyalarla dolu saraylarında akrabaları ile keyif sürmeye başlamıştır. Hindistan’ın büyük bölümünü elde etmiş olmanın verdiği şevk ve Türkistan’a olan özlemi nedeniyle buraya sefer düzenlemeyi planlamış, sağlık sorunlarının buna engel olması nedeniyle, oğlu Hümayun’u görevlendirerek kendisi inzivaya çekilmiştir. Ancak Hümayun birkaç ufak kurganı ele geçirmekten daha ileriye gidememiş ve babasının bu arzusunu gerçekleştirememiş halde kendi vilayeti Badahşan’a dönmek zorunda kalmıştır.
Yorumlar
ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız