Kültür denilen şeyin olduğuna kabaca baksak, karşımıza çıkacak olan tanım muhtemelen şunun gibi bir şey olacaktır. Belirli bir alanda yaşayan insanların ortak olarak geliştirdikleri özel günler, kıyafetler, müzikler, sanat eserleri, davranış şekilleri, yani o toplumu o toplum yapan her şey ve daha fazlası. İşte burada gördüğümüz gibi aslında kültür dediğimiz şey bir toplumun kimliğini oluşturur.

Az önce kültürün yani toplumsal kimliğinin ne olduğuna kabaca değindik. Şimdi de bir insanın kimliğine biraz değinelim ve oluşum sürecine birazcık bakalım. Bir insanın kimliğine de baktığımız zaman, onun kimliğinde de kendisine has özellikleri, hayata dair bakış açısını, kendine has bazı davranışları, bazı hareketlerini oluşturan bir yapı görürüz. Oluşan bu yapı içerisindeki fikirlerin, hareketlerin ve davranışların oluşmasında ise temel kaynaklar vardır ve olmakta zorundadır. Bu temel kaynakları ise bireyin kendi içinde bulundurduğu fıtrattan alabilir diyebiliriz. Veyahut da hayatta yaşadığı anılardan dolayı çıkardığı sonuçlarla bu fikir ve davranışları oluşturdu diyebiliriz.

Yani aslında birbirinin kimliğinin oluşumunda hiçbir şey haybeye, yoktan var olmaz. Birinin kimlik oluşumunda her şey, hatta tüm olan her şey bir temele dayanır. İşte toplumların kimliğinde de böyle bir temel vardır. Buradaki tek fark, birinin kimliği, 25-30 yıl içerisinde oluşabilirken tamamlandığı toplumların kimliği dediğimiz toplumsal kültür ise binlerce yıl içinde oluşabilmektedir. Toplumsal kimlik, toplumsal kültür çok daha uzun sürede oluşur ve o toplumun kim ya da ne olduğunu belirler.

Buradan da günümüzdeki toplumların her birinin yine de farklı bir kültür olduğunu da anlayabiliriz. Çünkü toplumların her birisi kendilerine ait alanlarda yıllar, yüzyıllar, hatta binlerce yıl boyunca kalıp, dünyadan izole bir şekilde kendi içlerinde, kendi yaşadıkları olayların sonucunda kendi kültürlerini oluşturdular. Birbirine yakın olan bölgelerde kültür benzerliği de olabilir. Ancak her toplum kendi içinde kendi kültürünü barındırır. Örneğin Avrupalı kültürü diye bir şey söyleyebiliriz. Bu bütün Avrupa kıtasını kapsar. Ama bu Avrupa'daki devletlerin arasında var olan derin farklılıkların kapandığı anlamına gelmez.

Peki, buradan ortak bir kültüre nasıl gidilebilir? İşte bu, son yüzyıldaki teknolojik değişim, gelişim ve küreselleşme sayesinde mümkün olabilir. Az önce toplumların kimliğinin oluşumunda tıpkı bireylerdeki gibi her bir olayın, hareketin, davranışın veya geleneği bir anıya veya milletsel bir fıtrata, yani birinin kendi içinde bulunan fıtrat gibi, milletin de kendi içinde bulunduğu fıtrata ve milletin tarihine dayandığını söyleyebiliriz. Peki, son yüzyılda neler oluyor? İşte tam olarak olan şu.

Bilinen insanlık tarihinde ilk kez dünyanın çok büyük bir kısmı ortak anılar edinmiş durumda. Evet, bu küreselleşme ve teknoloji sayesinde yaşandı. Şöyle düşünün, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde veya Japonya'da veya dünyanın başka bir ülkesinde çekilen bir filmi muhtemelen dünyanın başka bir yerindeki pek çok insan tarafından izlemiştir. Peki bu ne anlama geliyor? Tabii ki de ortak bir anı edinmiş olma anlamına geliyor veya dinlenilen müzikler. Pek çok insan tüm dünya artık bir sanatçının yarattığı bir müziği dinleyebiliyor ve ortak bir anı. Teknoloji ve küreselleşme sayesinde her birbirinin edindiği ortak anı, ulaştıkları ortak bilgi birbirlerinden o kadar çok etkileniyor ki neredeyse aynı yöne doğru yönelmeye başladı diyebiliriz. Ve bu ortak anı oluşumu süreci aslında ortak bir küresel kültürün de oluşmasında rol oynamaya başladı.

Bugün dünyanın her yerinde görebileceğimiz küresel gıda markaları var. Bugün dünyanın her yerinde görebileceğimiz tekstil markaları var. Bugün dünyanın her yerinde görebileceğimiz otomobil markaları var. Yani küreselleşen dünya ve teknoloji sayesinde gelecekte kitle iletişim araçları ve küresel markalar her birimizin hayatının içinde birey bazında ortak anılara, ortak değerlere sahip olmanızı sağlıyor. Ve bu küreselleşmenin ve teknolojinin getirdiği bu imkan tüm insanlar için ortak anılar oluşturuyor ve ortak anılarla ortak bir kültür inşa ediyor. Tıpkı bireyin kendi içindeki kimlik inşasında kendi yaşadığı anılardan çıkardığı sonuçların olması gibi. Tabii ki bunu her birey farklı bir şekilde yapacaktır ama hepimiz insan olduğumuza göre bunu çok çok farklı şekillerde yapmayacağızdır. İşte bu sebepten dolayı küreselleşme ve teknoloji her birimizin beyninde birey çapında ortak anılar ve değerler biriktirmemize veya benzer anılar ve değerler biriktirmemize sebep olmaya başladı. Küresel bir kimlik, bir kültür oluşturmaya başladı. Ve bu yüzden muhtemelen ortak bir kültüre doğru insanlık yol alıyor.