Göktaşlarının kökeni sadece küçük gezegenler yani asteroitler değildir. En yakınımızdaki gök cismi, olan Ay’dan ve kızıl gezegen Mars’tan gezegenimize gelen göktaşları da vardır. Bilindiği kadarıyla bugüne kadar Ay’dan 130’dan fazla, Mars’tan da 30’dan fazla göktaşı gelmiştir. Bu taşlar, gök cisimlerine başka bir büyük cismin çarpmasıyla Yer’e doğru savrulan taşlardır.
Eski zamandan beri böyle bir inanış vardır: Gökyüzünde kayan bir yıldız gördüğünüzde dilek tutarsanız, dileğiniz gerçekleşecektir. Aslında bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü “yıldız kayması” dediğimiz olay, bir göktaşının Yer’in atmosferine girerken yarattığı parlamadır. Bu parlamalara ise yıldızlarla bir ilgisi olmamasına rağmen “kayan yıldız” ya da “akan yıldız” denir.
Saatte 11 ila 72 kilometre arasında değişen hızlarla Yer’in atmosferine giren göktaşlarının yüzeyi sürtünmeyle ısınır, erir ve damlalar atmosfere karışmaya başlar. Bu sırada çevrelerindeki hava da elektrik yüklenir ve gökyüzünde bir parlama görülür.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız