Belki eskiden de böyleydi, belki de sonradan böyle oldu. Ama toplumsal sınıflar oluştukça, bu toplumsal sınıfların arasında geçişi zorlaştıran görünmez bir bariyer oluşmaya başladı. Ve bu görünmez bir bariyer yüzünden bulunduğunuz konumu ve kaderi değiştirmek son derece zor bir hale geldi. Diyelim ki siz kendinizi çok geliştirdiniz ve çok önemli yerlere geldiniz, kendi adınıza diyelim. Ancak ne kadar kendinizi geliştirmiş olursanız olun, sizin toplumsal sınıfınızı değiştirecek bir işi ya da statüyü siz değil de, zaten o toplumsal statüte olan başka birisinin eşi dostu alabiliyor ya da buna benzer bir şey olabiliyor.
Ve böylece toplumsal sınıfın değişmediğini görüyoruz. Yani o görünmez bir bariyere çarpmış oluyorsunuz. O görünmez bariyer, o kadar kötü bir şey ki, sizin neyi hak ettiğinize veya hak etmediğinize bakmıyor. Sadece sizin nereden olup nereden olmadığınıza bakıyor. Yani siz bu hayatı hak ediyor musunuz? Belki evet, belki de hayır. Çok mu çabaladınız? Belki evet, belki de hayır. Ama kimden olduğunuz, kimlerden olduğunuz, belki ırkınız, belki mezhebiniz, sizin nasıl birisi olduğunuzdan çok daha önemli hale geliyor.
Niteliklerinizden, yeteneklerinizden, aklınızdan daha önemli hale geliyor. Bunu kırabilmek için yapılabilecek en iyi şey, bir insanın kendi düzenini kurmasıdır. Çünkü başkasının düzeni içinde ilerlemeye çalıştığınız zaman, başkalarının istediği kadar iyi olabilirsiniz. Ama siz kendi düzeninizi kurarsanız, kendinizi istediğiniz noktada konumlandırabilirsiniz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız