Hayata kışına bırakmak, yani insanın kendi hayatında yaşadığı olaylara müdahale etmeyip, onları yönlendirmeye veya kontrol altına almaya çalışmayı kesmesi hali. Ne olursa olsun diyerek yaşanan bir yaşam şekli. Böyle anlatınca biraz problemli ve riski gibi duruyor. Ama bu biraz kadercilik, birazcık da modern bir yaşam tarzı olarak anlatıldığında aslında bu kadar da kötü gelmiyor kulağa. Ama bu işin gerçeği ne modernizmle ne de kadercilikle doğru bir şekilde izah edilebilir. Hayata akışına bırakma kavramının gerçeği aslında insanın kendi hayatına müdahale etmeyi, onu yönlendirmeyi bırakması halidir. Kısacası mücadele etmeyi bırakması halidir aslında.
Çünkü insan kendi çalışmalarıyla kendi hayatına müdahale etmeyi bıraktığı zaman şunu görüyoruz ki aslında insanlar hayatlarının nasıl gideceğine dair kendi iradelerini kaybetmiş oluyorlar. Belki hayat iyi bir yere gidecek, belki kötü bir yere gidecek. Belki tıpkı masallardaki ya da dizilerdeki ya da filmlerdeki gibi doğru zamanda doğru yerde olup doğru insanlarla tanışacak ve hayatı harika bir yere gidecek. Ya da belki de gerçek hayatta pek çok insanın başına geldiği gibi hiçbir şey değişmeden hayatına devam edecek. Ancak buradaki değişmemeden kastettiğim şey insanların kendi hayatının değişmemesi. Oysa ki dünya değişmeye devam ediyor. Zaten hayatını akışına bırakma konusundaki problem de burada çıkıyor. Dünya değişirken insanın değişememesi durumu.
Dünyanın değişmesi hali ise, belki iyiye gidebilir, belki kötüye gidebilir. Bunu biz kontrol edemeyiz. Eğer şans eseri dünya iyiye gidiyorsa, işte o zaman hayatı akışına bırakabiliriz. Bu bize zarar vermeyecektir. Ama dünya kötüye gidiyorsa, hayatı akışına bırakmak bize son derece zarar verecektir. Buna en basit örneği enflasyon oranından verebiliriz. Diyelim ki, sizin yaşadığınız süre içerisinde enflasyon oranı giderek düşüyor veya sabit kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla siz de hayatı akışına bırakabilirsiniz. Çünkü aynı mesleği yapmak, aynı konumda bulunmak ve aynı parayı kazanmak size koymayacaktır.
Sizin hayatınızı zorlaştırmayacaktır. Ama eğer işler böyle gitmiyorsa, işte o zaman problem var demektir. Evet, çünkü işler böyle gitmiyorsa, yani enflasyon oranı sürekli artıyorsa, o zaman daha çok para kazanacağınız işler bulmak zorunda kalacaksınız demektir. İşte bu son derece kötü bir durum aslında. Hiç iyi bir durum değil. Ya da daha kötü ihtimalleri düşünün. Ya bir savaş çıkarsa, ya başka bir şey olursa. Bunlar olamayacak şeyler mi? İnsanlık tarihi savaşlarla dolu. Sonuç olarak geldiğimiz noktada hayatı akışına bırakmak aslında akılcı bir davranış değildir.
Tarihe bakacak olursak, insanlık medeniyetinin genellikle kötüye giden bir vaziyette olduğunu ve kurulan her şeyin kısa bir süre sonra yıkılmaya başladığını görebiliriz. Her sistem, her medeniyet bu kaderi paylaşmaktadır. Sonuç olarak geldiğimiz noktada ise aslında hayatı akışına bırakmak bu yüzden hiç iyi bir fikir değildir. Peki insan hayatı neden akışına bırakır? Birinci sebebi bilinç eksikliği. Demin size verdiğim akılcılık ve tarihsel örneklere aslında pek çok insan hakim değildir. Bu bilinç eksikliğinden dolayı hayatı akışına bırakmayı tercih edebilir. İkinci sebep tembelliktir. Yani bir insan tembel olduğu için hayatını değiştirmekle uğraşmak istemeyip akışına bırakabilir. Üçüncü sebep ise psikolojiktir.
Hayatının kötü gidişatından bıkmış olan birey artık değiştirmeye çalışmaktan vazgeçip ne olursa olsun diyerek hayatına devam etmeye çalışmaktadır. Bu sebeplerden birisi veya birkaç tanesi bireyin hayatı akışına bırakmasına sebep olabilir. İşte geldiğimiz son noktada aslında insanların kendi felaketlerini nasıl yarattığını görebiliyoruz. İnsanlar hayatı akışına bırakarak kendi felaketlerini yaratırlar. Kendi felaketlerini de bu şekilde yaratmalarının sebebi yine kendi içlerinde yaşadıkları sebeplerdir. Hayat ne yazık ki akışına bırakılamayacak kadar dinamik, tehlikeli ve genellikle iyiye gitmeyen bir yapıdadır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız