Camın kimler tarafından bulunduğu konusu bugün bile tartışmalı... Ama bugün bile, bu mucize maddeyi bir tesadüf sonucu Fenikeliler bulduğuna inanılıyor. M.Ö. 3000 yıllarında bir Fenike gemisi, mumyalama işleminde kullanılan doğal sodyum karbonatı Mısır'a taşırken Akdeniz'de fırtınaya tutulmuş ve bir adaya sığınmıştı. Gemiciler, ısınmak için ateş yakmaya çalışırken, doğal sodyum karbonat ve kum, sıcaklığın da etkisiyle birbirine karışmış ve ortaya saydam bir madde çıkmıştı...
Camın mucidi her ne kadar Fenikeliler olarak kabul ediliyorsa da, bu maddeden yapılmış en eski arkeolojik kalıntılar Eski Mısır'a ait... Bunlar M.Ö. 2700 yılından kaldığı tahmin edilen cam vazolar... Oysa, Roma İmparatorluğu'na kadar camdan sadece kolyeler üretilmişti. Romalılar ise bu maddeden vazo, bardak ve sade cam yaptılar. M.S. I. yüzyılda, bugün cam üretiminde kullanılan üfleme tekniği geliştirildi. Orta Çağ boyunca bu teknik ve boyama yöntemleri özellikle İtalya'nın Murano ve Çekoslavakya'nın Bohemya bölgelerinde çok ileri boyutlara vardı. Kurşun katkısıyla elde edilen "kristal" ilk kez 1675 tarihinde İngiltere'de keşfedildi. Aynı dönemde Fransa'da Başbakan Colbert, seri halinde cam üretimi için emir vermişti. Bu yüzyılın başlarında cam sanayinin hızlı gelişimi, "sanayi camı" ile "camcılık sanatı" arasında derin uçurumlar yarattı. Cam sanayiinde seri üretime ve standartlaşmaya ilk kez Fransa'da geçildi. 1860 yılında, bu ülkede 100 milyon cam bardak satılıyordu. Üstelik bunların tümü üfleme tekniğiyle elde edilen cam bardaklardı... Camcılığın gelişmesiyle birlikte, üretilen eşyaların sergilendiği büyük gösteriler düzenlendi, ilk "Uluslararası Cam Sergisi" 1900'de Fransa'da açıldı ve Emile Gaile, Henry Cros ve Rene Lalique gibi cam ustaları en mükemmel yapıtlarını sergilediler...
probiyotik
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız