Benim Yolum (III)

Eşim hastalık hakkında asla konuşmadı, ben konuşmak istediğimde konuyu değiştirdi, böylece işler planlandığı gibi gitmez ise, bana bir şey olursa çocuklarımızı nasıl yetiştirmesini istediğimi aktarmaya çalışıyordum. Çocuklarımızın geleceklerini onunla konuşup paylaşmak ve bunların onun aklında kalmasını istiyordum. Eşim bu konuşmadan hep kaçtı. Ben çok uzun süre hastalığı ve mememin alınmasını kabullenmekte zorlandım.

Yalnız bir gün ben, hayatımız bu hastalıktan nasıl etkilenecek, bir göğsümün alınmış olması, daha çabuk yorulacağım ve daha az enerjimin olacağı, kırılıp dökülmeden hayatımıza devam edebilecek miyiz? diye eşime sorduğumda, bana ‘’Böyle şeyler aklına geldiğinde ben hasta olsam ve bir organım alınsa sen ne yapardın? Aklına bunu getir ve benim de sana işte aynı şekilde yardımcı olmaya çalıştığımı aklından çıkartma’’ dedi. Bu kısacık konuşma bile bana kendimi güvende ve iyi hissettirdi.

 

Canımı çok sıkan bir başka durum ise, hasta ziyaretine gelen bazı komşularımızın ve yakınlarımızın yüzünde gördüğüm acıma ifadesiydi. Hatta meme kanserinden sonra hangi organın metastaz olduğunu konuşmalarıydı. Bu yüzden kimseyle hastalığımı konuşmak istemiyordum. Herkes bir uzman edasıyla bana konusundan komşusundan kimler ne yaşamış kanserden onu anlatmaya geliyordu.

 

Ameliyattan üç hafta sonra ilk kemoterapiyi aldım. Üç hafta ara ile toplam altı kemoterapi aldım. Kemoterapi bulantılarıma kahve kokusunun iyi geldiğini fark ettim. Böylece kemoterapi almaya giderken açılmamış bir küçük kavanoz kahve götürmeyi hiç ihmal etmedim. Kahve kavanozunu açıp kokusunu içime çekiyor ve azar azar ağzıma kahve alıyordum. Bu işlem benim bulantımın oluşmasını büyük oranda engelliyordu.

 

Bana doktorum kemoterapi almam gerektiğini bildirdiğinde en çok saçlarımın, kaşlarımın ve kirpiklerimin döküleceğine üzüldüm. Doktorum beni ikna etmek için bir hayli benimle konuştu. Ameliyat olarak %70 iyileştiğimi fakat 6 seans kemoterapi alırsam %100 iyileşmiş olacağımı söyledi. İlk kemoterapiden hemen sonra saçlarımı kısacık kestirdim ve gerçek saçtan bir peruk aldım. Bu peruğu kendi saçımın modelinde kestirip boyattım. Saçlarım ilk kemoterapiden 2 hafta sonra döküldü. Önce 1-2 gün saç diplerim acıdı sonra bir duş esnasında hepsi birden döküldü. Duşa girdiğimde saçlıyken çıktığımda artık saçlarım yoktu. Bundan bir gün sonra eşimde kendi saclarını kestirmiş olarak eve geldi. Saçlarımın dökülmesini, alınan memeden geriye kalan ameliyat izini ilk gördüğüm an ile kıyaslarsam, nispeten daha kolay kabul ettim.

 

Kemoterapinin yan etkilerini en aza indirmek için eşim kendimi iyi hissettiğim akşamları benimle yürüyüşe çıkardı, bol bol su içtim ve sabah akşam duş aldım. Bunların dışında antioksidan etkisi dolayısıyla eşim her akşam bana kırmızı pancar, havuç ve portakal suyu hazırlıyordu. Ayrıca ilk kemoterapiden sonra su midemi bulandırdığı için, su yerine süt ve taze meyve suyu içtim.

Yorumlar

  • Devamını bekliyorum...

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Benim Yolum (V)

Benim Yolum (V)

Benim Yolum (IV)

Benim Yolum (IV)

Benim Yolum (III)

Benim Yolum (III)

Benim Yolum (II)

Benim Yolum (II)

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Hataların Yarattığı Bahane

probiyotik

Yıldırım ve Düşmesi

bubble30
Nielawore

RED ROSE IN THE SKY: SNR 0519

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun