Her zaman için elimizde bir şeylere başlamak konusunda iyi imkanlar bulamayız. Bunu şöyle düşünün, çok iyi bir futbolcu olmak istiyorsunuz ve bunun için çok çalışmaya hazırsınız, çok heveslisiniz. İstediğiniz hiçbir şeye sahip olamayabilirsiniz. Bir formanız, bir ayakkabımız, bir futbol topumuz bile yoktur ama büyük bir isteğiniz, hayaliniz ve hevesiniz vardır. İşte tüm bu istek, hayal ve hevese rağmen bazen hayat sizi en aşağıdan başladır.

Bir futbol topunuz vardır ama bir piknik topundan farksızdır. Zamanla yenisini almamız gerekir. Ayakkabılarınız vardır ama sıradan spor ayakkabılarıdır. Tişörtünüz vardır ama formanız yoktur. Bunun gibi şeyler. En alttan başlarsınız. Bu elinizdeki yetersiz, çirkin, kötü, ve sıradan şeylerle kendimizi geliştirip, ondan sonra daha ileriye geçirmemiz gerekmektedir aslında. İyi imkanlar ne yazık ki hayatımızın büyük bir kısmında elimizde olmayacaktır.

İşte bu yüzden elimizdeki iyi olmayan imkanlarla en iyisini başarabilirsek, sonrasında daha iyi imkanlara bizi davet edeceklerdir. Şöyle düşünün, o piknik topuyla ve o kötü ayakkabılarla oynayabileceğimiz oyunun en iyisini yapıp en iyi şutları çekebildiğinizi düşünün. Bunu başarabildiğiniz zaman ve kendinizi imkana sahip olanlara gösterdiğiniz zaman size hayır diyebilirler mi? Belki de demezler. Çünkü yine de kendinizi geliştirmeyi başarmışsınız, sonrasında bir bakmışsınız, daha iyi imkanlarla dolu yerdesiniz. Ama önce kendinizi geliştirmeniz lazım o kötü imkanlara rağmen.