Aralık 21, 2025

Osmanlı Yönetiminin Kubbesi

Fatih'in devletin idari teşkilat ve teşrifatında, yani protokolünde mey­dana getirdiği büyük yapısal değişim neticesinde, yeni bir çehreye kavuşan Divan-ı Hü­mayun'a katılanlar, iki ana gruba ayrılmaktaydı:

 

Erkân-ı erbaa ismiyle anılan ve başta sadra­zam olmak üzere, vezirler, kazaskerler, defterdarlar ile nişancıdan oluşan ilk zümre Divan'ın aslı olup, orada fikir beyan etme ve karar ver­me yetkisine sahip­tiler. Bu asli üyelerin arasına bazı görevliler de şartlı olarak dâhil olabilmekteydi. Bunlar­dan yeniçeri ağaları, vezir rüt­besinde iseler, Di­van'a katılabilir­lerdi. Üzerinde vezir­lik payesi de bulu­nan kaptanıderya­lar da İstanbul'da bulundukları za­man Divan toplan­tısına iştirak eder­lerdi. Beylerbeyilerden herhangi birisi İstanbul'da iken, aynı şekilde Divan'a katılma hak­kına sahipti. Ancak 18. Yüzyıl'dan itibaren, beylerbeyi makamında bulunanlar Divan toplantılarına katılmadılar. Divan-ı Hümayun'un asli üyesi olmadığı halde toplantı­lara katılanlar ise, maiyetinde Divan bürokrasini yürüten bir kâtipler zümresi bulunduğu halde reisülküttap, büyük ve küçük tezkireciler, çavuşbaşı, kapıcılar kethüdası, teşrifatçı, asesbaşı, subaşı gi­bi görevlilerdi. Divan-ı Hüma­yun hizmetkârları diye anılan bu gruptakiler, sadece hizmetlerini yapar­lar ve asli üyelerin aksine, toplantı müddetince ayakta beklerlerdi.

Osmanlı Yönetiminin Kubbesi

Orhan Bey zamanın­dan Fatih zamanına kadar Divan-ı Hümayun, genellikle haftanın hemen her günü sabah namazından sonra toplanıp, öğlene kadar çalış­maktaydı. Fatih'in Divan başkanlı­ğından çekilip, arza girme uy­gulamasını başlatmasından sonra, Divan'ın asli üyeleri­nin, haftanın dört günü huzura çıkarak kendi memuriyet sahaları hakkında padişaha bilgi vermeleri âdeti benim­sendi. 16. Yüzyıl sonlarına doğru Divan toplantıları haftanın yalnızca dört günü; cumartesi, pazar, pazartesi ve salı günleri yapılmaya başlandı. I. Murad devrinde salı ve pazar günleri arz yapılması usulü kabul edilerek, her Di­van günü arza girilmesi âde­tinden vazgeçildi. III. Mehmed devrinde ise, toplantı günleri salı ve pazar olmak üzere haftada iki güne indirildi ve salı da, arza girme günü oldu. Bu süreçte, dev­let işlerinin ve çeşit­li meselelerin görü­şülüp bir karara bağlanmasında, ön­ce sadrazamların “İkindi Divanları” ön plana çıktı. 17. Yüzyıl'ın ortaların­dan itibaren oluş­maya başlayan Paşa Kapısı (Bab-ı Asafî / Bab-ı Âlî), zamanla Divan-ı Hümayun'un yerine, devlet işlerinin görül­mesinde, yeni bir hükümet merkezi oldu. Divan-ı Hümayun, II. Mahmud'un reformlarından sonra, eski bir gelenek ve şata­fat vasıtası olarak kaldı; an­cak ulufe dağıtımı ve elçi ka­bulleri sırasında toplanmayı sürdürdü.

 

 

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Osmanlı İmparatorluğu'nun Yönetilen Kubbesi
Osmanlı Yönetiminin Kubbesi

Osmanlı Yönetiminin Kubbesi

Ormanda Ağaç Yaşamı

Ormanda Ağaç Yaşamı

Ağaç Misafirleri

Ağaç Misafirleri

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Kritik Belirsizliklerin Kapatılması

probiyotik
bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun