Osmanlı ordusu çok fazla bir güç harcamadan Bosna Kralı'nın saklandığı kaleyi ele geçirdikten sonra yönünü Bosna'nın daha da içlerine çevirdi. Tabii kale ele geçirilmeden Bosna Kralı kaçmayı başarmıştı, başka bir kaleye doğru. Fatih bir yandan onu ararken bir yandan da Bosna işlerine doğru ilerlemeye devam ediyordu ve ordugahını bu civarlara kurduktan sonra Bosna Kralı'nın da yerini öğrenebilmişti. Onun Bosna Kralı'nın yerini öğrenmesi ise aslında yeni bir kuşatmanın da zamanının geldiğini gösteriyordu. Resmen Bosna toprakları üzerinde bir kedi fare oyunu oynanıyordu.

Fatih Sultan Mehmed Paşasını Bosna Kralını bulmak için görevlendirdi ve 25.000 kişilik bir kuvvet Bosna Kralının üzerine doğru yürüyüşe geçti. Ancak ortada şöyle bir durum oluştu. Osmanlı ordusu yoldayken Bosna Kralının başka bir kalede olduğunu öğrendi ve o kaleye doğru yöneldiler. Bu kaleye doğru yönelen Osmanlı ordusu belli bir süre ateş altında kaldıktan sonra kralın bu kalede de olmadığını başka bir kaleye geçirdiğini öğrendiler ve oraya yönelmeye başladılar. Bu bir tuzak mıydı yoksa bir aldatmaca mıydı anlamak gerçekten zor. Kral her gün farklı bir yerdeydi, sürekli konum değiştiriyordu ve bu Osmanlı ordusunu istenilen bir coğrafyaya yönelendirip tuzağa çekmek için kullanılabilecek bir durumdu. Zaten Osmanlı ordusu da kralın gittiği son kaleye doğru geçebilmek için coğrafi olarak dar ve tehlikeli bir boğazdan geçmek zorundaydı ve bunu bir gecede başarabilmişti.