Babür, bu başarısız sefer sonrası uzun bir süre ordusunu güçlendirmeye çalışmıştır. Çağın en güçlü ve teknolojik ordularından birine sahip olan Osmanlı Devleti’ni gözlemleyen ve Çaldıran Savaşı’ndaki görkeminden feyz alan Babür, Osmanlı ordusunun özelliklerini kendi ordusuna kazandırmak için fikirler geliştirmiştir. Bu amaçla Osmanlı ordusunun Çaldıran Savaşı esnasında kullandığı tüfek ve toplardan edinmiş ve bunları etkin kullanabilecek önemli askerlerin –Ali Kuli, Mustafa Rumi- yetişmesine ön ayak olmuştur.
1521 yılındaki başarısız Kandahar seferinden sonra Babür, 1522 yılında buraya bir kez daha hücum etmiş, Kandahar yöneticisi Şah Şüca, güvenlikle şehri terk edebilmesi karşılığında barış anlaşması yapmayı kabul etmiştir. Bu anlaşmayla birlikte Babür, Hindistan’ın zaptı için elde edilmesini elzem gördüğü- Hindistan’ a ve Orta Asya’ya giden yolların stratejik noktasında yer alır-Kandahar’a uzun uğraşlar sonucu sahip olabilmiştir.
1524 senesinde Hindistan’a büyük bir sefer gerçekleştiren Babür, bu seferde en önemli düşmanı Afgan İbrahim Lodi’nin ordularını kısmen bozguna uğratsa da iki farklı nedenden ötürü Kabil’e geri dönmek zorunda kalmıştır: İlk dönüş sebebi, birlikte hareket ettiği Devlet Han adlı yöneticinin desteğini bir anda çekerek, Lahor’dan kaçması olmuştur. Böylelikle Pencab eyaletinin önemli bir merkezi İbrahim Lodi’nin eline geçmiş olur. İkincisi ise, Şah İsmail’in ölmesiyle tahta çıkan Şah Tahmasb’ın tecrübesizliğini fırsat bilen Özbeklerin, Belh şehrini ele geçirmesidir.
Babür, Özbeklerin bölgede yeniden hâkimiyet kurabilme ihtimaline karşı Belh’e doğru yola çıkmış ve burayı kurtararak Şah Tahmasb’ın kuvvetlenmesine katkıda bulunmuştur. Afganistan ve çevresinde herhangi bir saldırı esnasında güvenli bir halde savunma yapabileceği sistemi kuran Babür, Hindistan planlarını harekete geçirmek için fırsat kollamıştır. Kuzey Hindistan’ın sultanı İbrahim Lodi’nin halka ve hüküm sürdüğü alandaki beylere karşı kötü ve zorba yönetimi –özellikle diğer Afgan beylerine- de koşulları Babür’ün istediği hale getirmiştir. Timur’un ardından bıraktığı medeniyet, Müslüman Türk yöneticilerin keyfi yönetimleriyle kaybolmaya başlamış ve Seyyidlerden sonra bölgede hâkimiyet kılan İbrahim Lodi’nin tiranlığıyla birlikte yok olma evresine girmiştir. Babür için artık bir zamanlar yersiz yurtsuz bir halde ayrılmak zorunda kaldığı muhteşem Hindistan’ın fetih zamanı gelmiştir. Askeri hazırlıklar tamamlandıktan sonra Babür’ün emriyle 16 Aralık 1525 tarihinde harekete geçilmiştir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız