1940 ve 1950'lerin kabare dünyasında Alice ve Helen Kessler gibi ikizler de baştacı edildiler. Antropologlar, ikizlerin diğer insanlarda yarattıkları korkuya mantıklı açıklamalar getirmeye çalıştılar: Hayvanlarda olduğunun tersine, önceleri insan bebeklerini büyütmek son derece yoğun ve uzun süreli bir çaba gerektiriyordu. Günümüzde bile, teknolojinin sağladığı bütün kolaylıklara rağmen, ikiz bebekler anne ile babanın bütün ekonomik ve duygusal potansiyelini eritebiliyorlar. Belki de yerleşikliğe henüz geçmeyen toplumlarda ikiz bebeklerin doğumu, başa gelebilecek en büyük felaket olarak görülüyordu ve bu yaklaşımın izleri, ikizlerden duyulan korkuyu besledi.
John Lash, "Twins and the Double" (İkizler ve Çift) adlı kitabında, ikizlerin bize, "hayatımızdaki ikilik ilkesini temsil ettikleri" için ilginç geldiklerim söylüyor. Gözler, kulaklar, eller ve ayaklar hep çift ve duygusal dünyamızı da ikili kavramlarla açıklamaya çalışıyoruz: İçe dönük-dışa dönük, mutlu-üzgün, iyi-kötü, erkek-dişi, ruh-beden, çalışkan-tembel vb. hep bu tür ikilikler... John Lash, ayrıca ilkel toplumların ikizlerde kutsal bir öğe bulduklarını da savunuyor. İkizlerde beliren ikilik kavramı, hem iyileştiren hem de yokeden tanrılarla özdeşleştirilmişe benziyor. Batı Afrika'daki Togolular, ikizleri, en büyük tanrıları olan Ohoho'nurı güçlü temsilcileri olarak görüyorlar. Ohoho'nun da kutsal olduğu düşünülürse, Togolular'ın ikizlere bakış açısının ne olduğunu tahmin etmek zor değil. Sibirya kıyısındaki Sahalin adalarının yerli halkı da ikizlerin, kurnaz bir büyücünün çocukları olduğunu ve onlara dikkatle yaklaşılması gerektiğini düşünüyorlar.
 
                             
                             probiyotik
probiyotik
                                 
                                                     
         
         
         
         
         
         
         
                                
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız