1477 yılına gelinliğinde artık Venedik hiç olmadığı kadar yalnız bir konumdaydı. Venedik'in bu yalnız konumu ve son derece çaresiz kalışı, Osmanlı Devleti'nin de artık karşısında başka hiçbir düşman olmamasıyla birleşince, Osmanlı Devleti'nin tüm gücünü Venedik'e yöneltebilmesine sebep oldu. Venedik'e karşı yapılacak hamlelerin başlangıcı Arnavutluk'tan yapılacaktı. Çünkü Arnavutluk, Venedik kuvvetlerinin en fazla olduğu yerlerden birisiydi. Aynı zamanda Venedik'in Arnavutluk'a destek gönderememesi için başka cephelerden de saldırı olacaktı.

Bu sefer Venedik gerçekten büyük bir güçle karşı karşıya kalmıştı. Osmanlı saldırısının yönleri şu şekildeydi. Birincisi, bugünkü Yunanistan topraklarında İnebahtı'ya bir saldırı düzenlendi ve buradan gelebilecek bir Venedik desteğinin önüne kesildi. İkinci saldırı Ege'de bulunan bazı Venedik adalarına oldu ve üçüncü saldırı ise ve belki de en kritik saldırı ise bugünkü İtalya'nın Balkanlara bağlandığı Doğu sınırının olduğu bölgelere gerçekleştirildi. Böylece Venedik'in hem karadan hem de denizden Arnavutluk'a ulaşmasının önüne geçilmiş oldu. Bu üç saldırı noktası Arnavutluk'u aslında tamamen de kuşatan bir saldırı niteliğindeydi. Balkanlardan zaten Osmanlı güçleri geliyordu. Bununla birlikte artık İtalya'nın doğusundan da bir Osmanlı kuvveti söz konusuydu ve denizlerde de Osmanlı kuvvetleri söz konusuydu. Son derece iyi planlanmış ve Osmanlı Devleti'nin tüm odağını verdiği bir saldırıydı bu sefer.