Saray Soytarılığı

Bütün saraylar mutlaka bir soytarıya sahipti; soylular, yüksek rütbeli din adamları ve şehirler, şaklabanları mutlaka güvence altına alıyorlardı; Papanın bile birkaç soytarısı vardı. Aynı dönemde, soytarılığın yapısı da tamamen değişti. Gelişim ve davranış bozukluğu olanlar, yani başka bir deyişle doğal soytarılar, sokak tiyatrolarının kadrolarına katıldılar. Fransa kraliçesi Isabclla von Bayern (Bayernli Isabella) egzotik hayvan çiftlerinin yanında, çeşit olarak sarayda bir de kadın ve erkek soytarı bulunduruyordu. Onların saraydaki eski yerlerini ise, şakacı soytarılar almaya başladı. Bunlar, espri yeteneği olan soytarı kılığındaki insanlardı. Özürlü bir yüz ya da küçük bir tik her ne kadar kariyer sağlayıcı bir etken olsa da; ana kriterleri espri yeteneği, yaratıcılık, hazır cevaplık ve zekâ oluşturuyordu.

Saray Soytarılığı

Devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlar

  • Tıklamadan geçmeyin bence

  • hemen tıkladım

  • Hemen tıklıyorum

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

İlk Türk Notası AYALGU

İlk Türk Notası AYALGU

Osmanlı’nın Batı Müziği

Osmanlı’nın Batı Müziği

Osmanlı Kırat-ı Musikisi

Osmanlı Kırat-ı Musikisi

Osmanlı'da Akrep Burcu: Şevle

Osmanlı'da Akrep Burcu: Şevle

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Gerçekleşmeyen Beklentiler

probiyotik

İlk Türk Notası AYALGU

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun