Yeniden doğma kavramını düşündüğümüz zaman aklımıza gelen ilk şey muhtemelen reenkarnasyon olacaktır. Evet, reenkarnasyon. Yani öldükten sonra bu dünyada farklı bir canlı olarak yeniden dirilme hali. Tabii reenkarnasyonun detaylarını vermeyeceğim bu yazıda. Sadece yeniden doğumla ilgili olarak gerek kendi görüşlerimi, gerekse internet ortamından veyahut da bu konuyu araştıran insanlardan edindiğim bilgilerle oluşturduğum kendi fikirlerimi sizlere aktaracağım. Yeniden doğum gerçekten mümkün olabilir mi? Önce bu soruyla başlayalım ve bu soruya cevap olarak da önce yeniden doğuma nasıl bir bakış açısıyla baktığımızı görelim.

 

Yeniden doğuma bakış açısı olarak reenkarnasyon düşüncesi seçilebilir. Ancak benim burada yeniden doğuma bakacağım düşünce aslında çok daha farklı bir bakış açısı olacak. Bu bakış açısı yine inançlar içinde olan bir bakış açısı olmasına rağmen bana oldukça mantıklı gelen bir bakış açısıydı. O da aslında insanın doğal döngü içinde zaten tekrar ve tekrar başka canlılar içinde yeniden doğuyor olmasıdır. Hatta bu sadece insanlar için geçerli değil, doğadaki tüm canlılar için geçerli bir olaydır. Çünkü doğal dengeye göre biz doğarız, büyürüz, yaşlanırız ve ölürüz. Öldüğümüz zaman da cesedimiz bir şekilde doğaya karışır, toprağa karışır.

Ve bizim veya ölmüş başka bir canlının cesedi toprağa karıştığı zaman veyahut da havaya savrulduğu zaman bir şekilde o canlının veya bir zamanlar canlı olan bedenin toprağa karışmış halinden başka bitkiler yararlanır. O bitkiler meyve verirler ve o meyvelerin içinde bir şekilde o cansız bedenden de parçalar olur. Veya belki de yanmış, kül olmuş bir ceset, parçalanmış bir ceset. Belki havaya karıştığında havada o cansız bedenden parçalar olur. Ve onu soluyan başka insanların soğuduğu havaya karışır. Yani aslında bir insan bir şekilde başka canlıların içinde zaten ya olabiliyor ya da doğabiliyor. Tıpkı bir şekilde o başka canlıları kendi cansız bedeniyle beslemesi gibi veya başka bitkilerin tohum vermesine vesile olması gibi, meyve vermesine vesile olması gibi.

 

Bu aslında doğal döngü ile birlikte yeniden doğmak gibi bir şey ama bir bitkinin meyvesinde veya o bitkiyi yiyen bir canlının doğurduğu yavruda. Böyle düşünebiliriz. Ancak bunun haricinde reenkarnasyon yaşayan veya yaşadığını iddia eden insanların geçmişte ki yaşadıkları kişilerle ilgili anılarını hatırladıkları ile ilgili bazı kayıtlar da var. Yani reenkarne olarak yeniden dünyaya gelmiş kişi geçmiş yaşamıyla ilgili anılarını hatırlayıp bunu doğrulayabiliyor. Bu anılar incelendiği zaman, olay yerlerine gidildiği zaman veya anı sahibi kişi o yaşanılan yeri tarif ettiği zaman evler, arabalar, ağaçlar, oradaki insanlar, hayvanlar birebir tutabiliyor.

Ancak bunlar %100 gerçek mi? Yoksa internette gezinen hikayeler mi? Bundan %100 emin olmak hiçbir zaman mümkün olmayacak. Yani gözümüzle de görmemiz gerek. Ve ben açıkçası reenkarne olduğunu söyleyip de geçmiş hayatıyla ilgili bana bir şeyler anlatan kimseye rastlamadım. Hatta buna rastladığını söyleyen birisine bile rastlamadım. Yani bu nasıl oluyor gerçekten izah etmek zor. Tabii reenkarne olmuş insanların pek çoğunun geçmiş hayatlarını hatırlamadığı, az sayıda insanın bunu hatırlayabildiği de söylenen bir gerçek. İşte bu da ortada olduğuna göre reenkarnasyonun gerçek olup olmadığından emin olamıyoruz. Bir de reenkarnasyonla ilgili benim şöyle bir düşüncem var.

 

İnsanlığın yaratılışının başına gidersek, en başta iki insan olduğunu pek çok dinî hikayede görebiliriz. Veyahut da bu örnek için bir grup insan olduğunu, yani bir düzine veya birkaç yüz tane insan olduğunu varsayalım. Ancak bugüne kadar insanlık nüfusu çoğalıyor. En başta diyelim ki yüz kişi varsa ve insanlık nüfusu sürekli olarak arttıysa, geriye kalan ve yüz kişi haricinde dünyaya gelen insanların ruhları neyden reenkarın oldu? Evrenin başlangıcında hiçbir şey yokken ilk canlıların ruhları ve sonrasında artan sayıda canlının ruhu neyden reankarne olarak geldi? O ruhların baştan yaratılmış olması gerekmiyor mu? Bu mantığa göre o zaman fazlalık yaratan bütün ruhların ya başından itibaren zaten yaratılmış olması lazım veyahut da her dünyaya gelen insan için bir fazladan ruhun o anda yaratılıyor olması lazım. İşte bu da reenkarnasyon konusunda benim kafamı karıştıran bir durum.