Bugün hayatta yaptığımız şeyleri sıralasak ve onları isteyerek yapıp yapmadığımızı düşünsek, aslında dünyadaki pek çok insan açısından herkes bir şeylerin mecbur olduğu için yapıyor, bu sonuca varabiliriz. Dünya üzerindeki az sayıda insan bir şeyleri istediği için veya sevdiği için yapabiliyor aslında. Büyük çoğunluk mecburiyetler yüzünden yaşıyor, mecburiyetler yüzünden harekete geçiyor, mecburiyetler yüzünden bir şeyleri yapmak durumunda kalıyor. Aslında özgürlük dediğimiz şey, günümüz dünyasında insanların çoğunluğu açısından büyük bir yalandan ibaret. Aslında insanların çok küçük bir azınlığı mecburiyetler dışında hayatlarını sürdürebiliyordur. Hatta onların bile kendi mecburiyetleri var aslında. Zengin insanları özgür zannedebilirsiniz ama zenginliklerini korumakla ilgili çok büyük sorumlulukları vardır aslında ve bu yüzden istemedikleri pek çok şeyi yapmak mecburiyetinde kalabilirler.

İstemedikleri insanlarla tanışmak mecburiyetinde kalabilirler. Aslında pek çok insan mecburiyetlerle yaşar ve bu mecburiyetleri insan doğasının kendisi yaratır aslında. Zorunluluk ve mecburiyet arasındaki farkı biraz deneyecek olursak, zorunluluk insanların zorla yaptığı bir şeydir aslında. Yani yapmak zorunda olduğu için yapar. Mecburiyet ise yapmaktan başka seçeneği yoktur. Aslında doğasının bir sonucudur bunları yapmak. Bu yüzden yapar.

Örneğin, yemek yemek bir zorunluluk değil, aslında bir mecburiyettir. Doğamız gereği, hayatta kalmak için bir şeyler yemek mecburiyetindeyiz. Veya, üremek dediğimiz şey aslında bir yerden sonra mecburiyete dönüşebilir. Çünkü, üremek dediğimiz şey, doğanın bize verdiği veya bizim doğamızda olan bir mecburiyettir aslında. Ve, pek çoğumuz bu mecburiyetleri yerine getirmek üzerine hayatlarımızı kurar ve devam ettiririz. Bir işte çalışırız. Barınağa ve yemeğe ulaşabilmek için. Barınakta yaşamak mecburiyetindeyiz. Dışarıda yaşayarak hayatta kalamayız. Doğa şartlarına hayvanlar kadar dayanıklı değiliz. Soğuğa ve sıcağa dayanıklı değiliz. Bir barınakta yaşamak zorundayız. Buna mecburuz. Doğamız böyle. Ve kendi doğamız yüzünden bu mecburiyetlere mahkumuz aslında. Veya, barınma veya yiyecek gibi sorunları olmayan insanları düşünelim. Onlar da, kendi yarattıkları ve içinde bulundukları sistemin var olması ve devam etmesi için, yani bu hayatlarının var olması ve devam etmesi için belli başlı ritüelleri veya hareketleri yapmaya mecburlar. İnsanlar bu şekilde kendi mecburiyetlerini yarattılar. Başka seçenekleri yoktur.