Ateşe, suya, soğuğa ve parazitlere karşı ağacın gövdesini o koruyor. Mantar hücreleri daha derinlerde hayat buluyorlar ve daha sonra yüzeye doğru hareket ediyorlar. Bu hücreler sürekli çoğalma özelliği taşıyorlar. Yüzeye en yakın olan hücreler en yaşlı hücreler...
Mantar tabakaları her yıl plaka biçiminde bir katman oluşturuyor. Tıpkı hayvanların deri değiştirmesi gibi, ağaç kabuklan da yeni mantar katmanları oluşturarak kendilerini yeniliyorlar ve bir önceki katmanın parazitlerinden arınıyorlar.
Bunlar doğar doğmaz "süberin" isimli bir madde ile donanıyorlar. Suyu ve soğuğu geçirmeyen bu madde, daha sonra yavaş yavaş hücrelerin ölümüne de neden oluyor. Mantar hücreleri süberin maddesiyle donandıktan sonra kendi birleşimindeki suyu yitiriyorlar ve boşluklarına hava dolmaya başlıyor. Bu hava tabakası ağacın su geçirmez özelliğini ikiye katlıyor ve ayrıca ağacın gövdesini termik açıdan izole ediyor.
Mantar tabakasının altında, ağaç kabuğunun ikinci tabakası bulunuyor. Bu tabaka "floem" adı verilen farklı bir doku; hücreleri hiçbir zaman ölmüyor ve uzun kanallar oluşturuyor. Yapraklardan gelen su ve şeker, ağacın kökü ve gövdesine bu kanallar aracılığıyla ulaştırılıyor. Bu, ağacın gelişmesi ve büyümesi için vazgeçilmez bir faaliyet... Kabuğun fonksiyonları bununla sınırlı değil... Ağaç, yine kabuğu aracılığıyla metabolizmasına zararlı maddeleri de dışarıya atabiliyor. Bu metabolizmaya zararlı maddeler, insanoğlunun çok eski çağlardan beri ilgisini çekiyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız