Herhangi bir kurum kurulduğunda genellikle kuruluş amacı içinde bulunduğu topluma ve insanlara hizmet etmektir. Örneğin, devletler ilk kurulduklarında amaçları insanların güvenliğini sağlamaktı. İnsanlar birbirlerini öldürmesinler diye insanların toplu bir şekilde öldürme hakkını devletlere verdikleri ve bu şekilde güvenliği sağlayan bir kurum olarak devleti görevlendirdiklerini görebiliriz. Veya daha basit düşünecek olursak, örneğin, eğitim bakanlığı denilen kurumun görevi eğitimin düzenlenmesini sağlamaktır. Yani insanlığa eğitim alanında hizmet vermektir aslında. Ancak kurumlar ne kadar tüzel yapılar olsalar da insanlar tarafından kurulur, insanlar tarafından yönetilirler.

Bu sebepten dolayı aslında insanlar gibi de yozlaşma eğilimine sahiptirler. Kurumlar her ne kadar kurum olsalar da aslında içindeki insanlar kadar iyi işlerler. Özellikle yönetiminde problem varsa o zaman o kurumdan herhangi bir şekilde ideallerine bağlı kalmasını bekleyemeyiz. Burada ideal dediğimiz şey kurumun ilk ortaya çıktığında üzerine verilmiş olan görevidir. Eğitim kurumunun, eğitim bakanlığının görevi eğitimi çok iyi hale getirmektir, ideali budur. Devletin ideali ise içinde bulundurduğu vatandaşlarına en iyi hayatı, en güvenli hayatı sağlamaktır. Ancak her zaman bu ideallere bağlı kalınmaz.

Örneğin, bir devleti yöneten ve işleten insanlar, yani memur dediğimiz kişiler, devletin kuruluş ideali olan içinde bulundurduğu vatandaşlara hizmet etmek, onların güvenliğini sağlamak idealinden vazgeçip devleti kendi çıkarı için çalıştırılmaya başlanırsa, o zaman devlet kendi idealini kaybetmiş ve çökmüş olur. Bir devlet, kendi güvenliğini sağlamaya çalışıp vatandaşlarının güvenliğini riske attığında bile aslında kuruluş idealine hizmet etmiş olur. Çünkü devletin ne olursa olsun var olması, yokluğuna kıyasla vatandaşlarına çok daha büyük bir güvenlik sağlayacaktır. Bu yüzden bir devlet önce kendi varlığını kollamayı düşünebilir. Ama bir devletin içindeki memurlar, kendi menfaatleri uğruna devleti kullanmaya başlarlarsa, işte bu kurumların yozlaşıp ideallerinin çökmesi anlamına gelir. Yani kurumlar her ne kadar kurum olsalar ve her ne kadar idealleriyle anlatılsalardı, işin aslı her kurum kendi içinde onu işleten insanlar kadar ideallerine sadık kalır aslında. Eğer bir birey veya bir grup insan, özellikle yönetimde bulunan bir grup insan toplu bir şekilde kendi çıkarlarını güdecek şekilde hareket ederlerse, devlet de sadece o grubun çıkarlarına hizmet etmeye başlar, yozlaşır ve idealleri çöker. Bu her kurum için böyledir.