İnsanın insan çekmesi olayı, paranın parayı çekmesi veyahut da bir kapının başka kapıları açması olayı olarak düşünülebilir. Bir kapının başka kapıları açması olayı, bir fırsatı değerlendirilerek veya herhangi bir kapıdan girilerek daha farklı fırsatlar ulaşılabileceği anlamını taşıyabilir. Paranın parayı çekmesi ise ortada olan bir sermayenin üzerinde bir sürü yatırım fırsatı çekebilmesi anlamını taşıyabilir. İnsanın insanı çekmesi de buna benzer aslında.

Siz gidersiniz birisiyle konuşursunuz, bir iş halledersiniz, o gider başkasını size anlatır ya da sizi başka birisine direk yönlendirir. Siz gider onunla da konuşursunuz, o başka birisine yönlendirir. O işini yaparsınız, başka birisine yönlendirir derken bir çevre büyümesi olmaya başlar. Ne kadar çok insan sizi tanırsa, o kadar çok insanın da sizi tanıma şansı olabilir. Bir insanın sizi tanıması size, hakkınızda en fazla 10-20 insana sözebilmesi anlamına gelir.

Ama 100 insanın sizi tanıması, işte bu çok daha farklı bir şeydir. Peki ya 1.000 insan? 10.000 insan? İnsanın insanı çekmesi böyle bir olaydır. Belli bir çevre düzeyine ulaştıktan sonra herkes sizi tanımaya başlar. Bu da bize insanların sunabileceği bütün fırsatları getirecektir. Ancak dediğim gibi tanınırlık önemli. Bilinirlik önemli. Hatta bir de buna harcayacak zaman ve çaba da önemli. Uğraşmak isterseniz.