Bugün, bireyler arasındaki farklılıklara baktığımız zaman, elbet farklılıklardan birisinin uzmanlık farklılığı olduğunu görebiliriz. Yani gerek hayatın getirdiği koşullara göre, gerek zekâ seviyesine göre, gerekse de doğuştan gelen kabiliyetlerine göre, bireyler arasında uzmanlık ve yetenek farklılıkları oluşmuştur. Kimi birey doktor, kimisi mühendis, kimisi inşaatta çalışan birisi, kimisi altyapı işçisi, kimisi asker, kimisi avukat, böyle de gider. Bireyler arasındaki bu büyük farklılık toplumlar arasında da görülebilir.

Tıpkı bireyler arasında olduğu gibi, toplumlar arasında da uzmanlık farklılıkları vardır. Bu farklılıklara örnek verecek olur isek ilk başta ulusların bilinen tarihsel yeteneklerinden başlayabiliriz. Örneğin, Türkler her zaman için asker, savaşçı bir millet olarak bilinir. Bununla birlikte, Japonlar çalışkanlıklarıyla bilinirler. İspanyollar ve Portekizliler coğrafi keşiflerde önemli rol oynamışlardır. Onları kaşiflerlar olarak görebiliriz. Bununla birlikte, Fransızları da edebiyat ve sanat alanında çok yetenekli bir millet olduğunu görebiliriz. Bu ve bunun gibi her milletin kendine has bir yeteneği vardır ve bu yeteneklerle birlikte uzmanlıklar da ortaya çıkar aslında.

Yeteneği askerlik olan bir milletin uzmanlığı da tabi ki de orduda olacaktır. Veya yeteneği sanat ve edebiyat alanında olan bir milletin uzmanlığı da tiyatro, film, yazarlık gibi alanlarda kendini gösterecektir. Bu ve bunun gibi milletlerin yeteneklerine bakarak uzmanlıklarını analiz edebiliriz. Örneğin, bugün Çin'in ulusal uzmanlığını aslında çok fazla ürün üretebilmesinden almaktadır. Yani Çin dünyaya kendisini endüstriyel üretimle tanıtmıştır.

Tabii ki de bu üretim bir inovatif üretim değildir. İnovatif üretimden ziyade, zaten bulunmuş bir şeyin seri, bol miktarda ve az maliyetle üretilmesidir. İşte Çin burada ön plana çıkmaktadır. Yani Çin, elindeki yüksek sayıda nüfusu son derece iyi yönetebilme yeteneğine sahiptir ve bu yeteneğini de bu nüfusu uyumlu bir şekilde kullanıp onları üretim alanında değerlendirme fırsatı olarak görmüştür. Burada Çin'in yeteneğine bakarak hangi alanda da uzmanlık kazandığı konusunda bir fikir sahibi olabildik. Milletlerin uzmanlık alanları onların yetenekleriyle temellenir.

Tabi burada her milletin ayrı bir yeteneği vardır demek, çok fazla millete sahip olan bir ulusun çok fazla uzmanlığı olacak anlamına da gelmeyebilir. Çünkü bir ulus pek çok farklı milletten olursa da, genellikle birkaç alanda en fazla birkaç alanda uzmanlık edinebilir. Ve bu son derece sınırlı bir sayı olacaktır. Buna Amerika Birleşik Devletleri'ne bakarak anlayabiliriz. Amerika Birleşik Devletleri bugün göçmenlerden oluşmuş bir ulustur. Ve bu ulus içinde dünyadan her türlü milleti barındıran bir yapıya sahiptir.

Tabi ki de böyle bir ulusun pek çok farklı yeteneği ve bir sürü uzmanlığa sahip olmasını bekleyebiliriz. Ancak ABD'nin dünyayı neredeyse tamamen etkisi altına aldığı ve domine ettiği 3 tane alan sayabiliriz. Bunlardan birincisi uzay araştırmaları, ikincisi bilimsel araştırmalar ve geliştirmeler, üçüncüsü ise askeri güç olarak karşımıza çıkar. Çok uluslu bir millet için sadece 3 tane uzmanlık alanı. Evet, bu enteresan bir durum olsa da ABD için gerçekte budur. ABD pek çok alanda iyi olsa da neredeyse tamamen kendisinin tek elinde bulundurduğu uzmanlıklar bunlardır. Uzay araştırmalarındaki araştırma ve geliştirmeden dünyada bunun %90'ını veya daha fazlasını ABD tek başına yapmaktadır. Bilimsel araştırma ve geliştirmeler son 100 yıl içinde Amerikan kaynaklı ortaya çıkmaya başladı, doğrudan ya da dolaylı olarak ve bugün dünyanın en güçlü ordusu Amerikan ordusudur. Amerika bu 3 alanda uzmanlık sahibi bir devlettir diyebiliriz.