Bir insana hayatta en çok fırsatı açan şey nedir diye düşünsek, muhtemelen cevap olarak o kişinin geçmişini görebiliriz. Geçmiş sadece aldığımız eğitimler ya da kazandığımız başarılar değildir. Geçmişimiz bizim tüm tecrübemiz, tüm tanınırlığımız, tüm bilinirliğimiz, tüm bildiklerimiz, tüm eğitimimiz, her şeyimizdir. Bu sebeple geçmişi bir insana ne kadar dolu olursa, gelecekte de önüne çıkacak fırsatların sayısı o kadar artacaktır.

Bunu çok basit bir örnekle şöyle düşünün. Örneğin, 25 yaşında iki tane kişiyi koyun karşınıza ve bunlardan birisi sadece berberlik alanında tecrübeli oluyor olsun. Diğer kişi ise hem berberlik yapmayı bilsin, hem aşçılıktan anlıyor olsun, hem marangozluktan anlıyor olsun, hem de sanayi cihazları kullanmayı bilsin. Şimdi gelecekte hangisinin önünde daha çok fırsat olur?

Yani geçmişte sadece berberlik yapmış ve bunu bilen kişinin mi yoksa hem berberlik, hem sanayi cihazları, hem marangozluk, hem de aşçılık yapmış ve bunları bilen kişinin mi önünde daha çok fırsat açılır? Bu yüzden şunu diyebiliriz ki bir insanın geçmişi aslında onun önündeki en büyük fırsatları doğuracak olan yapıdır. Bir insanın geçmişi son derece önemlidir ve işin en kötü yanı boşa geçirdiğimiz her an geçmişimize katacağımız bir iyi özelliği de ortadan kaldırmaktır.