İnsanlık tarihine baktığımız zaman genellikle kıtlık, açlık, savaş ve sefalet görülür. Ancak bunca felakete rağmen, bunca korkunç olaya rağmen yine de insanlığın kıtlık, açlık, sefaret veya savaş yaşamadığı bazı ufak ara dönemlerde olmuştur. Bu dönemler bilinen insanlık tarihi içinde nereden baksanız 400 ya da 450 yıl belki vardır belki de yoktur. Bu tarz dönemlere örnek verecek olursak, en bilineni Roma Barışı adını verdiğimiz dönemdir. Bu dönem, Roma İmparatorluğu'nun bütün rakiplerini ortadan kaldırdıktan veya bölgede tek güç haline geldikten sonra yaşanan barış dönemidir. İki yüz yıl kadar süren bu dönemde gerçekten de ne bir iç savaş ne de bir devletler arası savaş yaşanmış ve insanlar huzur içinde ve barış içinde belli bir süre yaşayabilmiştir. 

 

Bu dönemdeki insanlar için şanslı olduklarını söyleyebiliriz. Bir sonraki bilinen döneme baktığımız zaman ise Moğol Barışı dönemi diyeceğimiz dönem olabilir. Bu dönemde yine Moğol Türk İmparatorluğu dünya üzerinde diğer büyük devletleri ortadan kaldırmıştır. Bunlar içerisinde Çin hanedanlıkları, Harzemşahlar ve Avrupa'nın büyük güçlerinin orduları vardır. Dünyada tek güç kalan Moğol döneminde elli ya da yüz yıl kadarlık bir Moğol Barışı dönemi yaşanmıştır. Üçüncü bir barış dönemine de örnek verecek olursak ise İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan Barışı diyebileceğimiz ve Amerika Birleşik Devletleri'nin İkinci Dünya Savaşı'nın kazanan tarafında olması ve atom bombasını icat etmesiyle ortaya çıkan ve Amerika'nın belli bir süre rakipsiz kaldığı dünyadaki çatışmaların ufak bölgelerde yaşanıp bittiği bir soğuk savaş dönemi diyebiliriz. Bu dönem içinde İkinci Dünya Savaşı'nda başlayıp günümüzde de devam ettiğini varsayabiliriz. Tabi yavaş yavaş günümüzde Amerikan Barışı dönemi artık bitiyor gibi ama belki de bu bitişin sonuna şahitlik ediyoruz biz şu anda.

Bu dönemlerin ortak özelliklerine baktığımız zaman, dünya üzerinde süper güç olan bir devletin rakipsiz kalması ve savaşacak bir güç bulamamasından dolayı barış ortamının sağlandığını söyleyebiliriz. Yani, ortada büyük bir savaş ve yıkımdan sonra gelen bir barış dönemi var. İşte böyle dönemlerden hemen sonra ortaya çıkan nesiller aslında en şanslı nesillerdir. Ve bu dönemlerde ortaya çıkan nesiller arasında, yani üç tane dönem saydık, biri Roma barışı dedik, birisi Moğol barışı dedik, diğerine de Amerikan barışı diyebiliriz. Bu üç nesil arasındaki en şanslı nesil hangisidir diye sorsak, buna da cevabı belki de Amerikan barışı olarak verebiliriz. Peki neden Amerikan barışı olarak verebiliriz? Bunun da sebebi, medeniyetin ve teknolojinin gelişmiş olması ve muhteşem bir refah döneminin yaşanıyor olmasıydı.

 

Roma barışı dönemine baktığımız zaman yine barış içinde yaşayan bir toplumda olan bir insanın günümüze kıyasla en azından teknolojiden yoksun olduğunu görebiliriz. Bu dönemdeki bir insan medeniyetten de yoksun olacaktır. Sadece Roma içerisinde yiyeceğe, iyi bir barınağa veya güvenliğe ulaşmak kolaydır. Bunun haricinde kalan bölgelerde yine yerel haydutlar sizin güvenliğinizi tehdit edebilir. Bunun haricinde, Roma'nın haricinde kalan bölgelerde marketler, su kanalları ile sağlanan temel gıda ihtiyaçlarınızı karşılamakta zorlanabilirsiniz ve Roma haricinde kalan bölgelerde sağlam yapılar içerisinde yaşamakta zorlanabilirsiniz. Moğol barışı dönemine baktığımız zaman ise tarihler Orta Çağ dediğimiz dönemi gösteriyor. Bu dönemde de yine güvenli olan bir Moğol İmparatorluğu var karşımızda. Yani büyük bir alan ama bu dönemde de yine yerel haydutlar ve barınak bulmanın zorluğu veya gıdaya ulaşmanın zorluğu karşımızda duruyor. Yani bir barış dönemi söz konusu. Ama yine de insanlar bir şekilde kendi başlarının çaresine bakmak zorunda. Ancak Amerikan barışı dönemi öyle sayılmaz.

Amerikan Barışı Döneminin bu diğer iki barış döneminden en belirgin farklarını sıralarsak karşımıza şunlar çıkar. Birincisi, teknolojik ilerlemenin bu dönemde oldukça yeterli olması. Yani Amerikan Barışı döneminde dünyaya gelmiş bir insan için gıdaya ulaşmak, barınağa ulaşmak veyahut da güvenliğe ulaşmak önceki iki barış dönemine göre çok daha kolay oldu. Yani süpermarketler var Amerikan Barışı döneminde hem de pek çok yerde. Su boruları ve tesisat sistemleriyle evlere su getirilebiliyor, sağlam barınaklar inşa edilebiliyor. Bununla birlikte gelişen teknoloji sayesinde ve medeniyet sayesinde küresel denebilecek bir güvenlik de ortaya çıkmış durumda. Yani dünyanın hemen hemen her yeri güvenli olduğu bir dönem. Ve elektrik var, çamaşır makineleri var, bulaşık makineleri var... Tabi bunlar her yere yayılmış değil ama yine de varlar. Televizyonlar ortaya çıktı. Sonuç olarak geldiğimiz noktada Amerikan Barışı dönemi diğer barış dönemlerine göre de medeniyetin getirdiği avantajlar sayesinde çok daha rahat ve kolay oldu insanlar için.

 

İşte bu yüzden şunu söyleyebiliriz ki, dünyadaki en şanslı nesil 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemlerde dünyaya gelmiş ve Amerikan barışına denk gelmiş olan nesildir. Bu nesil en şanslı nesildir. Tabii ki de 1945 yılı sonrasında dünya üzerinde savaşların yaşandığı bölgeler oldu. Ancak bu bölgeler tüm insanlığı etkileyemedi. Çok sınırlı bölgelerde savaşlar yaşandı ve dünyanın genelinde büyük bir barış ortamı hakimdi. 1945 yılı sonrası dünyaya gelen nesiller bu sebepten dolayı diğer nesillere göre en şanslı nesiller diyebileceğimiz nesiller oldu. Bu nesiller ise Baby Boomer diyebileceğimiz kuşak ve X kuşağı. Bu iki nesil insanlık tarihinin belki de en şanslı nesilleri oldular. Y kuşağını da belki bu kuşakların içine katabiliriz ama şunu görüyoruz ki şu anda Y kuşağının yetişkinlik dönemi aslında Amerikan barışının belki de bittiğine şahitlik ediyor. Bu yüzden Y kuşağının o kadar da şanslı olduğunu söyleyemeyiz.