Bazen öyle anlar olur ki, işler bir türlü istediğimiz gibi gitmez. İşler istediğimiz gibi gitmediği zaman ise panikleyebiliriz, kendimizi suçlayabiliriz veya etrafımıza kızabiliriz. Ancak tüm bu kötü gidişi adı tersine çevirmeyen aslında belli başlı bazı yolları vardır. O yollardan bir tanesi ise etrafımızdaki insanları doğru yönlendirmek olabilir. En azından kendi açımızdan doğru yönlendirmek olabilir. Etrafımızdaki insanları yönlendirmek ise olayların gidişatının etrafımızdaki insanlarla ilgisi olduğu zaman bir işe yarayabileceği bir durum olabilir.

Bazen kötü gidişat ne bizimle ilgilidir ne de etrafımızdaki insanlarla ilgilidir. Böyle durumlarda etrafımızdaki insanların da yapabileceği pek fazla bir şey yoktur. Kötü gidişat bizimle ilgili ise bu çok iyi bir şeydir çünkü kendimizle ilgili bazı şeyleri değiştirerek kötü gidişatı engelleyebiliriz.

Ancak kötü gidişat etrafımızdaki insanlarla ilgili ise o zaman yapabileceğimiz en doğru hamle etrafımızdaki insanları kendimiz için olayların iyi gideceği yönde yönlendirmek olacaktır. Burada akıl oyunları devreye girer, kelime oyunları devreye girer, kısacası her türlü oyun devreye girer. Ve biz de oyunu doğru oynayarak insanları yönlendirmeyi başarabilirsek, aslında gidişatı da yönetmeyi başarabilmiş oluruz. Gidişatı yönetmeyi başarabilirsek, kendi açımızdan olayları en iyi şekilde yönlendirebiliriz.