Bir insan için dünyadaki en kolay şeylerden biri muhtemelen yeteneği olduğu alanda çalışmalar yapmaktır. Çünkü yetenekli olduğumuz alandaki yaptığımız bütün çalışmalar aslında severek yapacağımız çalışmalar olacağı için son derece kolay bir şekilde kendinizi geliştirirsiniz. Bunun yanında hem bilişsel hem de fiziksel kabiliyetleriniz bu konuda çalışma yapmaya veya başarılı olmaya oldukça uygun olduğu için hemen başarıya ulaşır ve aldığınız motivasyonla çok daha büyük işler yapabilirsiniz o konu hakkında. 

Örneğin, müzikten anlayan biriyseniz yani yetenek olarak buna yetenekli biriyseniz çok kısa zaman içerisinde çok hızlı bir şekilde müziği öğrenip kendi bestelerinizi bile yazmaya başlayabilirsiniz. En azından başka insanlara kıyasla çok daha kısa zamanda bunu yaparsınız. Ancak bunun tam tersi, yani yeteneksiz olduğunuz bir alanda yaptığınız tüm çalışmalar ise aslında bir insanın hayatta yapabileceği en zor şeylerden birisidir. Yeteneksiz olduğunuz bir alanda çalışmak sizin hem moralinizi düşürür hem canınızı sıkar hem de bir yerden sonra bıkkınlık getirmeye başlar ve yeteneksiz olduğunuz bir alanda başarıya ulaşmak çok uzun sürer. Yeteneksiz olduğunuz bir alanda çalışmak sırtınızda yükle çok uzun bir yolu kat etmeye çalışmaya benzer. Yol biter ama çok zor biter. Her gün çok yavaş yol alırsınız. Öğrendiğinizi zannedersiniz ama bir türlü öğrenemezsiniz tam olarak. Bir şeyleri yaptığınızı zannedersiniz ama bir türlü yapamazsınız. Oldukça problemli ve sıkıcı bir durumdur yeteneksiz olduğunuz alanda çalışmak.

Yeteneksiz olduğunuz bir alanda çalışmaya başladığınız zaman zaten bunu hemen farkedersiniz. Öğrenmekte zorlanırsınız. O konuya karşı içinizde büyük bir gıcık olma duygusu gelişir ve hemen o konudan uzaklaşmak istersiniz. Ancak hayatın en kötü yanlarından birisi yeteneksiz olduğunuz alanların da size lazım olacağı gerçeğidir. Bir gün ihtiyacınız olacaktır. Bir gün o yeteneksiz olduğunuz konuyla yüzleşip onu başarmanız gerekebilir. Bu konuyu şöyle izah etmeye çalışalım. Diyelim ki siz matematikten anlamayan birisisiniz bir türlü beceremiyorsunuz. Ve matematikten soğudunuz. Çocukluğunuzda da bu konudan uzaklaştınız diyelim. Ancak daha sonra matematin bizzat kendisi karşınıza çıkmasa da matematik çalışarak edinebileceğiniz odaklanmanın artması, daha analitik düşünebilme gibi yetenekler ve bu yetenekleri sizin edinememiş olduğunuz gerçeği karşınıza çıkacaktır. Ve siz bir şekilde matematikle yüzleşmeseniz bile en azından bu yeteneklerinizin olmayışıyla yüzleşmek zorunda kalırsınız. Matematik bu yetenekleri size getirir mi? Tabii ki de bunlar matematikle gelen yan yetenekler olduğu için çok yüksek oranda getirmez ama en azından birazcık katkı sağlar diyebiliriz. Veya yine matematik örneğinden gidersek bu sefer daha doğrudan bir örnekte gidelim. Çocukluğunuzda yapmadığınız veya sevmediğiniz o matematik büyüdüğünüzde diyelim ki başka bir sınav sisteminde karşınıza çıktı ve bu sınav sisteminde matematiği yapamadığınız için puanınız düştü. Böyle de düşünebilirsiniz yani. İnsanın karşısına bir gün o yeteneksiz olduğu alanlar çıkabilir ki muhtemelen de çıkar. Bu yüzden yetenekli olsak da yeteneksiz olsak da bir şeylere çalışıp başarmak en iyisi. Sevsek de sevmesek de.