Sadakat dediğimiz şeyin kötü bir durum veya olayla yan yana getirilmesi veya tasvir edilmesi aslında pek de düşünülebilecek bir şey değildir. Çünkü sadakat dediğimiz zaman bağlılık, samimiyet, güven gibi durumlar veya aile kurumu gibi kurumların ayakta durmasını sağlayan bir değer aklımıza gelir. Sadakat sadece aileyi değil aynı zamanda bir toplumu ve bir ülkeyi de ayakta tutan bir değerdir.
Ancak ne yazık ki her değer veya kavram gibi sadakatin de iyi yanları olduğu gibi kötü olduğu yanları da vardır. Aslında konjonktürden konjonktüre, konumdan konuma sadakat de iyi veya kötü olabilmektedir ne yazık ki. Peki sadakatin kötü olduğu durumlar neler olabilir? Tabii ki de sadakatin kötü olduğu durumlar yanlış bir kişiye veya yanlış bir duruma sadakat gösteriyorsak sadakat bizim aleyhimize işlemeye başlayacaktır. Çünkü yanlış kişiye veya kötü giden bir duruma karşı gösterilen sadakat ancak bireyleri dibe çeker.
Bir örnek vermek gerekirse, basit bir örnek, varsayalım ki bir birey ailesine karşı sadık kalmak adına eşine olan sadakatini de kaybetmeden devam ettirebiliyor ve iyi bir irade ortaya koyuyor. Peki eşi bunu hak eden birisi değilse, eşi ona sürekli ihanet ediyorsa, o zaman sadakatin bir anlamı kalır mı? Sadakat sahibi olan bireye zarar vermeye başlamaz mı? Başlar. Sadıksın ama sana ihanet eden birisine mi sadık olacaksın? Veya bir şirket düşünün. Çalıştığınız şirket size az maaş ödüyorsa, sizin hayat şartlarınızı kötüleştiriyorsa, sadık olmanın ne anlamı var? Daha iyisi varken sizin hayatınızı zora sokan bir duruma veya bir şirkete sadık olmanın ne anlamı var? Sadakat, aklın önüne geçtiği zaman bireyleri zor duruma sokmaya başlar. Ama sadakat olmadan da ne aile olur ne de bir yapı kurulabilir. Sadakat, size hak ettiğini, verdiğini düşündüğünüz birey veya kurumlara karşı gösterilebilir ancak.
kaptanfilozof06
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız