Haziran 18, 2025

Kalabalık İçinde Yalnızlık

Yalnızlık, günümüzle son derece çelişkili bir problem ama insanlık şu ana kadar geldiği tarihi boyunca belki de en yalnız, en bireysel dönemlerini yaşıyor. Aslında bu çağda ve günümüz koşullarına bakıldığında ilk bakışta hiç de olamayacağı düşünülen bir problem yalnızlık. Çünkü insanlık hiç olmadığı kadar kalabalık ve insanların birbirine ulaşımı tarihte hiç olmadığı kadar hızlı ve kolay. Böyle bir dönemde insanlar neden bu kadar yalnız? İşte bugün buna birazcık bakacağız. Evet, bunca kalabalık içinde bir sürü yalnız insan var. Ve işin daha da tuhafı, bu kadar yalnızlık varken herkes hala yalnız.

 

Yani, insanlar bu kadar yalnızken, nüfus bu kadar kalabalıkken ve insanların birbirine olan iletişimi ve ulaşımı teknoloji sayesinde bu kadar kolayken, hala insanların yalnız kalmaya devam edebiliyor olması gerçekten de enteresan, ilk bakışta en azından enteresan. Ancak olaya insan doğası gözüyle birazcık baktığımız zaman ve bireysellik akımı üzerinden birazcık baktığımız zaman, yalnızlığın neden olduğunu daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum. Bir de olaya günümüzde gelinen etik ve ahlaki durum açısından da bakmamız lazım. Bu da yalnızlığın sebebini anlamamızda bizlere son derece yardımcı olacak bir kavram olacaktır.

Kalabalık İçinde Yalnızlık

Olaya insan doğası gözüyle baktığımız zaman, yalnızlıktan ziyade öncelikle toplumsal yaşamın sebebini birazcık değerlendirelim. İnsan doğası açısından toplumsal yaşamın iki temel sebebi vardır. Birincisi, ilk zamanlardan beri insanlar toplu halde hayatta kalabilecekleri için toplu yaşamışlardır ve sosyalleşmek, toplu halde yaşamak aslında insan doğasının da bir parçası gibidir. Ancak toplu yaşama temel olarak hayatta kalma güdüsünün bir sonucudur. İşte günümüzde medeniyetin ve teknolojinin bu kadar gelişmesi aslında insanların birbirlerine olan ihtiyaçlarını oldukça azaltmış vaziyette. Bu yüzden de insanlar toplu halde bulunmayı eskisi kadar çok tercih etmiyorlar.

 

Yani, eskiden insanlar toplu halde tarım yapar, toplu halde avcılık yapar, barınaklarını toplu halde yapar, güvenliklerini toplu haldeyken sağlarlardı. Ancak günümüzde medeniyetin ve teknolojinin geldiği vaziyet, insanların bu temel ihtiyaçlarını karşılayabilir hale geldi. Yani güvenlikle ilgili bir probleminiz mi var? Polise gidersiniz ya da askerlere gidersiniz. Karnınız mı acıktı? Süpermarketten alışveriş yapabilirsiniz. Artık tarlalarda çalışmanıza veya hayvanları kesmenize gerek yok. Barınağa mı ihtiyacınız var? Evinize gidebilirsiniz. Kiralık veya size ait olan bir ev. Ya da hayatınızı tehlikeye atan başka bir durum mu söz konusu? Hiç dert değil. Sağlık problemi mi yaşıyorsunuz? Doktora gidin. Medeniyet ve teknoloji artık temel ihtiyaçlarımızı öyle karşılayabilir hale geldi ki insanların birbirine bu konuda ihtiyacı kalmadı. Yani hayatta kalmak için artık toplu halde yaşamaya etkisi kadar gerek yok.

 

Olaya bireysellik akımı açısından bakarsak, bireysellik akımı son birkaç yüzyılda hayatımıza girmeye başlamıştı ve içinde bulunduğumuz yüzyılda da hızla yükseldi. Bireysellik akımını yükselten yegane şey dediğim gibi medeniyetin ve teknolojinin gelişmesi oldu ama bunun bir akım olarak da insanlara sunulması zaten giderek zayıflayan insan ilişkilerinin çok daha hızlı bir şekilde zayıflamasına sebep oldu. Yani insanların birbirine karşı olan tahammülleri ekstra azaldı. Zaten medeniyet ve teknolojiyle insanların hayatının kolaylaşmasıyla azalan bir toplumsal yaşam vardı ve bir de bunun üzerine bireysellik eklenince bu iş iyice hızlandı ve yalnızlık iyice arttı. Ve insanların nesilden nesile daha küçük aile fertlerine bölündüğünü görebildik. Yani büyük aileden çekirdek aileye, çekirdek aileden de yalnız ve bekar yaşamlara.

Kalabalık İçinde Yalnızlık

Olaya etik ve ahlaki açıdan bakarsak ise, günümüzde toplumsal yaşamda insanların birbirlerine karşı hoş olmayan davranışlarının, ihanetlerin, iftiraların, çıkar ilişkilerinin, yalanların hiç olmadığı kadar arttığı bir dönemdeyiz diyebilirim. Veya tarihte bu kadar artış gerçekten de az olmuştur. Ve bunca ihanetin, ahlaki çöküntünün, yalanın, dolanın içinde ya da kabaca bir şekilde toplum ağzıyla söylersek, dedikodunun, arkadan iş çevirmenin, tahammülsüzlüğün bu kadar arttığı bir dönemde insanların yalnızlığı da tercih etmesi son derece normal aslında. Kimsenin kimseye güveni kalmadı. Bu güvensizlik ortamı da insanların yalnızlığını iyice hızlandıran ve iyice arttıran en önemli etkenlerden birisi aslında. Ahlaki çöküntüden dolayı ortaya çıkan müthiş güvensizlik.

 

Sonuç olarak geldiğimiz noktada şunu anlayabiliriz ki, günümüzde yalnızlık, ilk bakışta her ne kadar absürt gözükse de, olayın derinlerine indikçe aslında ne kadar da normal bir şey olduğunu görüyoruz. Yani günümüz koşullarında yalnızlık veya yalnızlığı seçmek oldukça normal bir davranış. Yalnızlık veya bireysellik, insanlığın neslini tüketir mi bilmem ama, insanlık nüfusunun azalmasında ve bunun savaşlar, kıtlıklar, salgın hastalıklar haricinde başka bir yolla olmasına sebep olacağı kesin.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Kalabalık İçinde Yalnızlık

Kalabalık İçinde Yalnızlık

Oyundan Çıkmak

Oyundan Çıkmak

Çoğu Şeyin Bir Oyun Olduğu Gerçeği

Çoğu Şeyin Bir Oyun Olduğu Gerçeği

Koltuk Krizi

Koltuk Krizi

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Kalabalık İçinde Yalnızlık

probiyotik

Camın Yolculuğu

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun