İnsanın hayatını anlamlandırması genellikle neden var olduğunu sorgulamasıyla veya yaradılışın kendisini sorgulamasıyla ilişkilendirilir. Evet, bu bir anlam arayışıdır. Ama benim söz ettiğim şey şu anda biraz daha farklı bir durum. Benim burada söz ettiğim şey tam olarak insanın yaptığı şeyleri ve hayatını herhangi bir mantıksal veya rasyonel çerçeve olmadan anlamlandırmasıyla ilgilidir.
Çünkü insanların çoğu genelde akıl dışı hareket ettikleri için yaşamlarını da akıl dışı şekillerde anlamlandıracaklardır. Peki, bu akıl dışı yöntem ne olabilir diye sorarsak, aslında hepimizin yaptığı ve bildiği şey bir şeyler hissetmek veya hayattan haz almakla ilgilidir. Çok basit bir örnek vererek bu anlam verme sürecini açıklayabiliriz.
Örneğin, bir yemek yerken o yemeği tadına bakarak veya lezzetine bakarak beğenir veya beğenmezsiniz. Eğer o yemek çok lezzetli bir yemek olursa, sizin açınızdan unutulmaz bir yemek haline gelebilir. Veyahut da yemek çok kötü bir yemek olursa, yine sizin için unutulmaz bir yemek haline gelebilir. Burada söylemeye çalıştığım şey aslında, insan hissederek hislerinin yoğunluğuyla yaşadıklarına ve yaşamına genellikle bir anlam katma eğilimindedir. Sorgulama ve akılcı bir yolda hayata anlam katma şekli genellikle insanların tercih etmediği bir anlam arayışı yöntemidir.
Bir insan sizinle vakit mi geçiriyor? Sizin o insan için anlamınız genellikle sizin ona neler hissettirdiğinizle ilgilidir. İyi veya kötü. Sizinle ilgili akıllı çıkarları varsa ve sizinle bu yüzden beraberse o zaman o insanla çok da fazla bir etki bırakamayacaksınız demektir. Veya o insan için sizin çok bir anlamınız olmayacak demektir. Çünkü insanlar hissedebildikleri kadarıyla kendi hayatlarına ve yaşamlarına anlam biçerler. Hayata karşı mücadele etmek de bir anlam yaratma yöntemidir aslında. Ama bir düşünsenize, verdiğiniz mücadeleden bir keyif alamıyorsanız o zaman mücadelenin ne anlamı kalacak? Eğer yeterince disiplinli biri değilseniz, anlam bulamadığınız veya hissedemediğiniz bir mücadeleyi de sürdürmezsiniz. Dolayısıyla insan keyif aldığı veya hiç keyif almadığı şeyler üzerinden hayatına bir anlam verme eğiliminde olabilir genellikle. Ve buna göre hayatını yönlendirecektir.
Bir düşünsenize, aslında hayat, siz bir şey yapsanız da geçiyor, yapmasanız da geçiyor. Siz hayattan keyif alsanız da geçiyor, keyif almasanız da geçiyor. Hayattaysanız ve yaşamaya devam ediyorsanız, aslında bu bile anlamlı bir durumdur. Çünkü hayatta olmayabilirdiniz de. Bir düşünsenize, onca ihtimal içinden siz ortaya çıkmışsınız. Bu bile hayata anlam katmak için yeterli bir sebep. Bir şey hissetmeye pek gerek yok aslında. Veya bir mücadele içerisindeyseniz, bir amacınız varsa hayat zaten anlamlı olmaya başlar. Çünkü yapacak bir şeyleriniz var demektir. Aslında burada da çok fazla bir şey hissetmeye gerek yoktur. Bu bakış açısıyla bakarsanız böyledir. Ama bu tarz bakış açıları genellikle daha akılcı bakış açılarıdır. Ve insanlar genellikle akıllarıyla değil, hisleriyle hareket ederler. Bu yüzden de kendi hayatlarına da hisleriyle anlam verme eğilimindedirler. Hayata hislerle anlam vermek ise, duygu durumunun yoğunluğu veya alınan keyfin ve hazın yoğunluğuyla doğru orantılı olacaktır. Böyle bir anlam arayışı insanı oradan oraya sürükler. Çünkü duygular geçicidir. Bir gün olur, bir gün olmaz. Havlar da öyledir. Ama insan böyledir aslında.
Bu tarz olguların peşinde koşarak hayatını anlamlandırma eğilimindedir. Ve kendini geliştiremezse genellikle bu şekilde anlam arayışında olacaktır. Bir düşünsenize, her şeyi olan bir insan, en azından maddi anlamda her şeyi olan bir insan, ilgi ve sevgi peşinde koşuyorsa o zaman hayatın anlamı para kazanmak mıdır gerçekten o insan için. Veya parası olan birisini düşünün. Hala daha fazlasını kazanmak için çırpınıyorsa ve çabalıyorsa o zaman o insan için hayatın anlamı servet midir yoksa daha çok kazanma hissi midir? Hazlar biter ve yenisini aramaya başlar insan. Ta ki aslında kendisini de anlayıp bu arayışın hayatın anlamı olmadığını anlayana kadar. Ama bunu anlaması için de oturup epeyce bir düşünmesi lazım. Ve kimsenin bunu yapmaya niyeti yok gibi. O yüzden insanlar için hayatın anlamı genellikle geçici duygular ve hazlarla ölçülebilir. Hakikat bu olmasa bile.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız