İnsan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Bu, doğadaki her canlı için geçerlidir aslında. Bu, aynı zamanda hepimizin de bildiği bir şey. Yani lafta biliyoruz, ne olacağını da biliyoruz ama pek çok insanın yaşam şekline baktığımız zaman aslında, insanlar hiç de yaşlanmayacakmış veya bu iş bitmeyecekmiş gibi yaşıyor. Oldukça yaygın bir şey bu. Sonuna kadar eğlenen, bütün zamanını hiç yaşlanmayacakmış gibi, hep böyle kalacakmış gibi harcayan bir sürü insan var. Oysaki insanın en iyi dönemleri veya hayatta bir şeyler yapabileceği dönemlerine baktığınız zaman, bu zaman sınırı genellikle 20 yaşında başlayıp, 30-35 yaşında tamamen son bulabiliyor. 

Ama insanlar dediğim gibi hiç yaşlanmayacakmış gibi yaşıyorlar. Bunun sebebini düşünecek olursak ise, aslında bu bir seçim meselesi. Pek çok insan kendi hayatında, kendisi adına önemli bir iz bırakmak istiyor. Belki bu insanın kendini önemli hissetmek istemesiyle alakalı bir şey. Pek çok insan içinde aslında bu önemli olma halini, kendisini önemli hissettirecek şeyler yapmak olarak görebiliyoruz. Sanırım sosyalleşmek ve eğlenmek de bu önemli hissetme davranışının en büyük yansıması. İnsanlar yaşanacakları zaman ne yapacaklarını o kadar da çok düşünmüyor gibiler. Şimdiden buna yatırım veya hazırlık yapmıyor gibiler.

Bu hazırlıksızlığın ardında yatan esas motivasyon ise bugün insanların kendini değerli hissetmek istemesi aslında veya önemli hissetmek istemesi veya bir şeyler başarmış gibi hissetmek istemesi veya eğlenmek istemesi, başka insanların hayatlarını görüp onları yaşamak istemesi. Aslında insanların hepsi içten içe hayatı yaşayabilecekleri veya bir şeyler yapabilecekleri dönemin 20'li yaşlarında başlayıp 35'li yaşların sonlarına doğru biteceğini biliyorlar. Ama yine de bu seçimlerine geleceğe yönelik bir yatırım yapmak yerine bulundukları andan kendilerini en önemli, en eğleniyor halde ve kendi tabirleriyle hayatı en çok yaşıyormuş halde bulacak şekilde yaşamak istiyorlar. Tabii ki de bu onların tercihi, sebebi ortada. Önemli birisi olmak ya da öyle hissetmek. Bakalım insanlık bu seçimlerinden pişman olacak mı yoksa olmayacak mı?