Özellikle çok sevmediğimiz veyahut da çok eğlenmediğimiz şeyler yaptığımızda dikkatimizin dağılması inanılmaz şekilde kolaylaşacaktır. Bir düşünün, çok eğlenmediğiniz veya keyif almadığınız bir şeyi yaparken o şeye ne kadar dikkat vererek yapabiliyorsunuzdur? 10 mı? 15 mi? Dakika olarak tabi ki. Yoksa daha mı düşük sürelerden? Muhtemelen cevap pek çok insan için 10-15 dakika kadar olacaktır. Sonrasında insanın dikkati hemen dağılmaya başlayacaktır.

Meselesi sevmediği ve keyif almadığı bir şey olduğunda. Sevmediğiniz ya da keyif almadığınız bir şeyi okuduğunuzu düşünün ve sevdiğiniz bir kitabı okuduğunuzu düşünün. Aradaki odaklanma farkını bir düşünün. Mesela sevdiğiniz bir kitap olduğunda veya sevdiğiniz bir konu olduğunda, onu yaparken belki de bir saate kadar olatlanabilirsiniz. Odağınız daha yavaş dağılacaktır. Bahsedemediğiniz bir şey yaptığınız zaman ise odağınız çok daha hızlı dağılmaya başlayacaktır. Ve bu aradaki çarpıcı fark, aslında sizin konfor alanınızdan çıkmanızı engel olan en büyük etkenlerden bir tanesidir.

Sevdiğiniz şeyleri yaparak konfor alanınızdan çıkamazsınız. Sevmediğiniz şeylere de odaklanıp onları da yapmanız gerekir ki konfor alanından çıkabilesiniz. Peki konfor alanından çıkmak gerekli midir? Evet, insanın hayatının her döneminde konfor alanında kalabileceğini düşünemeyiz. Bu olursa bir insan hayatta er ya da geç zor bir duruma düşecektir. Bu yüzden bir şekilde o alandan çıkıp sevmediği şeylere de odaklanmayı öğrenmesi gerekecektir.