Ağustos 15, 2025

Ahlakın İçselleştirilmesi

Ahlak kavramı tarih boyunca insanlar tarafından genele baktığımız zaman bir türlü tam olarak içselleştirilememiş ve sürekli olarak bir yozlaşmaya gidildiğini görebiliriz. Toplumlar her zaman için bozulmaya ve yozlaşmaya doğru sürüklenmiştir. Toplumunu erdemli, ahlaklı tutmayı başarabilen ya da en azından bunu sonsuza kadar tutmayı başarabilen hiçbir toplum veya sistem olmamıştır. Her zaman için toplumların bozulduğunu ve dağıldığını görebiliriz. Bu en büyük imparatorluklarda da böyleydi, en küçük kabilelerde de böyle. Yozlaşmadan, en azından ahlaki yozlaşmadan kaçış olmuyor. Peki bunu neden yaşıyoruz?

 

Bu ahlaki çöküntünün sebebi aslında insan doğasının kendisidir. İnsan doğası, hayatta kalmak ve üremek üzere programlanmış bir yapı olduğu için günün sonunda her zaman kendi çıkarlarını gözeten, kendi menfaatlerinin peşinde koşan ve kendi içgüdülerini gerçekleştirmek üzere her şeyi yapabilecek bir canlı haline gelme eğiliminde olacaktır. Ve böylece ahlak korunamamış olacaktır. Kuruluşta her ne kadar insanlar birlik, beraberlik ve ahlak içinde olsa da zamanla yozlaşma yaşanacaktır. Çünkü insan doğası böyledir. Yani aslında insan doğası yapısı içinde ahlakı barındırmayan bir doğaya sahiptir. Ve böyle bir kavram insan doğasında olmadığı için insan en sonunda yozlaşacaktır. Bunun kaçışı yoktur.

Ahlakın İçselleştirilmesi

İnsan doğasının bu durumu ve bu gerçekliği, yani özünde aslında bir hayvandan çok da farklı olmayışı, onu ahlaksız bir yapıya sürükler. Doğaya baktığınız zaman ahlaki veya etik kavramları göremezsiniz. Bir aslanın kendi karnını doyurabilmek için bir ceylan sürüsündeki en zayıf, en yavaş koşan veya en savunmasız olan yavrulara veya yaşlılara ilk önce saldırdığını görebilirsiniz. Bu insan toplumları arasında yapıldığı zaman son derece ahlaksızca bulunabilir ama doğada böyle bir şey yoktur. Ya da doğada bir sırtlanla bir aslanın karşı karşıya geldiğini düşünürseniz, sırtlanlar sürü halinde toplanıp bir aslanı öldürmeye kalkışabilirler. Bu da etik değildir ama doğa böyledir. Hayatta kalmak ve yola devam etmek üzere kuruludur. Ve insan da özünde bu doğanın tam bir parçası olmasa da hayatta kalma yönüyle bu doğanın bir parçasıdır ve üremek içgüdüsüyle bu doğanın bir parçasıdır. Bu sebepten dolayı insanı doğaya bağlayan bu realiteler onu günün sonunda ahlaksız bir birey haline getirebilir.

 

Peki, bu durumun önüne geçmek mümkün mü? Bireysel anlamda aslında mümkün. Yani, bir birey kendi ahlaksızlığını ve yozlaşmasını durdurabilir mi? Evet, durdurabilir. Bir birey ahlakı içselleştirebilir mi? Evet, içselleştirebilir. Peki, bunu nasıl yapabiliriz? Bir bireyin bunu yapması için öncelikle kendi insani doğasını kabul etmesi gerekir. Yani, insanın özünde ahlaksız, çıkarcı ve bencil yapısını kabul etmesi gerekir. İnsanın aslında hayatta kalmak ve üremek için yaşayan, bunun için programlanmış bir canlı olduğunu kabul etmesi ve bunu idrak etmesi gerekir. Yani, insanın aslında kendi doğasını idrak etmesi gerekir. Ve insan kendi doğasını bu şekilde idrak ettikten sonra, kendisine şu otokontrolü getirebilir. Ben böyle olmamalıyım. Çünkü ben artık ne olduğumu farkındayım.

Ahlakın İçselleştirilmesi

Ancak bir birey, kendi doğasını fark ettiği zaman ahlaklı olmayı seçmeyebilir de. Çünkü kendi doğasını fark eden birey, bununla birlikte aslında doğanın içinde de ahlakın olmadığını fark edecektir ve ''Neden ahlaklı olmalıyım?'' sorusunu birey kendisine soracaktır. İşte birey kendisine bu soruyu sorduğunda ahlaklı olmalıyım cevabını verebilmesi için de iyi yetiştirilmiş olması gerekir. İyi bir eğitim almış olması gerekir. En azından ahlaki konularda bir şeyler biliyor olması gerekir. Bir de bunun üzerine iradeli olması gerekir. Doğuştan birliği ahlaki kuralları uygulayabilmek için iradeli olması gerekir. İşte ancak bu şekilde bir birey ahlaklı olmayı seçebilir. Seçerse içselleştirebilir. Bu zorla yapılabilecek bir şey değildir veya baskı ile olmaz. Bununla birlikte doğada ahlakın olmadığını anlayan birey ahlaksız olmayı da seçebilir. Doğada olmayan bir şeyi neden uygulamalıyım diye kendisine sorabilir. Bu da mantıksız bir yaklaşım değildir. İşte bu sebeple ahlak içselleştirilebilir ama herkes tarafından bunun yapılması pek de mümkün olmayacaktır.

 

Belki bir ihtimal, ahlaksızlığın tarihte toplumları yıktığını ve yozlaştırdığını anlayabilen bir birey, bu sebepten dolayı ahlaklı olmayı da seçebilir. Yani geleceğini garanti altına almak için de ahlaklı olmayı ve ahlaklı bir toplumda yaşamak istemeyi seçebilir. Ancak, burada birey kendine şu soruyu da sorabilir. Zaten benim hayatım kısıtlı. Ben kendi hayatımı güzel yaşayayım, geriye kalanlar ise ne yaparsa yapsın da diyebilir. Buradan da karşımıza yine ahlaksızlığı seçmek çıkabiliyor. Yani şunu anlatmak istiyorum ki, ahlakın seçilebilmesiyle birlikte ahlaksızlığın da seçilebilmesi son derece muhtemeldir. Ahlakı içselleştirme yeteneğine sahip olabilen bir birey, ahlaksızlığı da seçebilme ve içselleştirme yeteneğine sahip olabilir. Buradaki en iyi çözümlerden birisi aslında, bu sebepten dolayı, kurallarla bu işi çözmektir ve yaptırımlarla bu işi çözmektir. Bir bireyi içsel olarak ahlaklı olmaya zorlayamazsınız ama en azından ahlaksızlık yapmasını önleyecek toplumsal ve hukuki kurallar koyabilirsiniz. Bugün bu kurallar zaten mevcut. Birisi bir yeri soyduğu zaman bu suç olarak kabul ediliyor. Hırsızlık yaptığı zaman suç olarak kabul ediliyor. Cinayet işlediği zaman suç olarak kabul ediliyor. Tecavüz ettiği zaman suç olarak kabul ediliyor. Yani bir adalet mekanizması var. İyi ya da kötü. Kötü olduğu zaman zaten yozlaşmış oluyoruz. Adalet mekanizmasının iyi tutulması aslında, bireyi korkutacağı için en azından ahlakı toplum içerisinde biraz olsun koruyabilir. Çünkü birey en sonunda ahlaksızlığa yönelme eğiliminde olacaktır. Ya içgüdülerinden dolayı ya da bilinçli seçiminden dolayı. Bunu engelleyebilmenin yolu da katı kurallar olacaktır. En iyi yol galiba bu, katı kurallar.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Ahlakın İçselleştirilmesi

Ahlakın İçselleştirilmesi

Saatlerce Tecrübenin Getirisi

Saatlerce Tecrübenin Getirisi

En Şanslı Nesil

En Şanslı Nesil

Risk Hayatımızı Değiştirir

Risk Hayatımızı Değiştirir

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Ahlakın İçselleştirilmesi

probiyotik

Ay'da Deprem

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun