Zaman kavramının maliyet kavramına dönüşmesi, ilk başta kulağa garip gelse de herhangi bir olayın uzaması, o olayın maliyetini artıracak ve zamanın çok yüklü bir mali borca dönüştüğünü hep birlikte izleyerek göreceğiz. Buna eski çağlarda en iyi örnekler savaşlardan verilebilirdi. Eski zamanlarda yapılan bir seferin süresi uzadıkça o sefere ayrılan kaynakların artması gerekirdi ve kaynakların sayısı arttıkça da maliyet artardı.
Yani şöyle düşünün, büyük bir orduyu alıyorsunuz, bir noktadan başka bir noktaya götürüyorsunuz ve o orduyu beslemek zorundasınız. O ordu orada kaldıkça beslenmeye devam edecek. O orduya mal götüren sığırlar, katırlar, onların da beslenmesi gerekecek ve bu süreç zaman geçtikçe orduya sahip olan ülke adına daha büyük bir külfet haline iner. Yani zaman eskiden de bir maliyette, günümüzde de bir maliyet. Günümüzde de bunu inşaat işlerinden de düşünebiliriz. Herhangi bir binanın inşaatının zamanı uzadıkça personel maaşları, personelin yiyeceği, içeceği, malzemelerin saklanma ve depolanma giderleri gibi giderler arttıkça zamanın aslında büyük bir maliyete dönüştüğünü görebiliriz.
Zaman en büyük maliyet kaynaklarından bir tanesidir. Zamanın maliyete dönüşmemesi için yapılabilecek en iyi çözüm, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde işlerimizi bitirmektir. Hız çok önemlidir. Aynı zamanda hız, zamanın getirdiği enflasyonun da önüne geçmemizi sağlar. Bu yüzden herhangi bir işi zamana bırakmadan hızlıca halledersek enflasyon maliyetinden de kurtulmuş oluruz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız