Svastika, gamalı haç, çarkıfelek ya da öz tamgası olarak bilinen bu sembol, bilinen en eski örnekleriyle MÖ 10.000’lerde Ukrayna’da bir fildişi üzerinde görülmüştür. Aztekler ve Mayalar gibi farklı medeniyetlerde de karşımıza çıkan svastika, genellikle mutluluk, sağlık ve iyi yaşam anlamları taşır.
Türk kültüründe bu sembole Tengri Tamgası, Gök-Çıkrığı, Gök-Çarkı, Çarkıfelek, Oz veya Öz Tamgası gibi adlar verilmiştir. Tengricilik inancında svastika; güneşin hareketlerini, evrenin döngüsünü ve yaşamın sürekliliğini simgeler. Dört kolu ateş, su, hava ve toprak gibi temel unsurları; ortası ise yaşamın kaynağı olan “öz”ü temsil eder.
Svastikanın Türkler arasındaki kullanımı MÖ 4000’lere kadar uzanır. Altay Dağları’ndaki kaya resimleri ve mozaikler MÖ 2000-1500 yıllarına tarihlenir. Göktürkler döneminde taşlar ve yazıtlarda bu sembol, Tengri inancının bir işareti olarak kullanılmıştır.
8. yüzyılda Uygurlar Budizm ile tanışınca, svastika bu kez Vişnu’nun simgesinin bir parçası olarak sağlık, bereket ve başarı anlamlarıyla benimsenmiştir. Türk boyları Anadolu’ya yerleştiğinde ve Selçuklular döneminde, svastika dokumalarda, sanat eserlerinde ve mimaride bir motif olarak yer almış; hatta İslam kültürüyle birleşerek cami süslemelerinde de kullanılmıştır.
Türk kültüründe svastika; güç, koruma ve evrensel dengeyi ifade eder. Kurganlarda, balballarda, kil kaplarda, halı-kilim motiflerinde ve at koşum takımlarında sıkça görülmüştür.
İstenirse bu metni daha öyküleştirilmiş bir anlatı biçimine de dönüştürebilirim, böylece hem tarihi hem de kültürel bağlamı daha akıcı şekilde sunar.
Siz bu sembolü ne sembolü sanıyordunuz?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız