Zaman… Hepimizin akıp gidişine tanık olduğu, geri döndürülemez sandığı o gizemli akış. Peki ya bu akışı kırmak, geçmişe ya da geleceğe gitmek mümkün olabilir mi? İşte yüzyıllardır hayal gücümüzü meşgul eden, bazılarına göre gerçek, bazılarına göre yalnızca bir şehir efsanesi olan “zamanda yolculuk” iddialarının perde arkası.
John Titor ve Geleceğin Sesi
2000’li yılların başında bir internet forumunda, kendisini 2036 yılından gelen bir zaman yolcusu olarak tanıtan John Titor, gelecekten detaylar paylaşıyordu. Bazı tahminleri gerçekleşmedi; bazıları hala gizemini koruyor. Titor’un hikâyesi, kısa sürede internetin en büyük gizemlerinden birine dönüştü.
Geçen gün bahsettiğimiz Philadelphia Deneyi
Tarih 1943. ABD donanmasına ait USS Eldridge adlı gemide sıra dışı bir deneyin yapıldığı söylenir. Gemi bir anda görünmez olur ve iddiaya göre başka bir zaman ya da mekânda belirir. Gerçekten bir zaman portalı açılmış mıydı, yoksa bu hikâye sadece bilimkurgu filmlerine ilham veren bir söylenti mi?
Bilimin Söyledikleri
Bilim, bu iddialara hep temkinle yaklaşıyor. Einstein’ın Görelilik Teorisi’ne göre zaman genişleyebilir; ışık hızına yaklaştıkça geleceğe “sıçramak” mümkün olabilir. Ama geçmişe dönmek? İşte bu noktada işler karmaşıklaşıyor. Solucan delikleri ya da “zaman kapıları” teorisi büyüleyici olsa da hala yalnızca teorik bir hipotez.
Gerçek mi, Efsane mi?
Bugüne dek zamanı büken bir cihaz ya da makine gördüğümüze dair elimizde kesin bir kanıt yok. Ama yine de bu hikâyeler, hayal gücümüzün sınırlarını zorluyor. Belki bir gün, bu gizemin kapısını aralayacak birileri çıkar.
Peki ya sizce? Zamanda yolculuk gerçekten mümkün olabilir mi, yoksa tüm bunlar sadece birer şehir efsanesi mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız