Başımıza bir şey gelmesini istemediğimizde, "Allah korusun" derken elimizi kulağımıza götürüp sonra tahtaya üç kez vururuz. Peki bu tahtaya vurmanın nereden geldiğini biliyor musunuz?
Hadi bugün birlikte öğrenelim!
Kadim zamanlarda doğa ruhlarına hayatta çözemediğimiz sorunları ya da kendimizi sakındığımız konuları teslim ederdik. Tahtaya vurduğumuzda "Bu konu benim için bir sorun" veya "Bu konu benim için önemli bir konu" deyip, kendi yapabileceğim her şeyi yaptım, bundan sonrası artık senin işin diyerek konuyu doğa ruhlarına teslim ederiz. Doğa ruhları da sonrasında sizin için çalışmaya başlar, teslim ettiğiniz konunun en uygun çözümüyle size kavuşmasını sağlar.
Tahta ikinci varoluş seviyesinde ağacın özüdür. İkinci varoluş seviyesi bizi vitaminlerle, yüksek frekanslarla beslemeye devam eder. Doğa herkese iyi gelir ve doğada her şeyin çözümü vardır. bu yüzden insanlar da doğadan ilham alırlar. Biz tahtaya vururken o anda o anki bakış açımızda bulamadığımız çözümleri doğaya teslim ederiz ve doğa da bize, bizim anlayabileceğimiz dilde-mesajla o konunun çözümünü getirir.
Kadim zamanlardan beri atalarımız sakındıkları herhangi bir şeyde veya korktukları şeyde tahtaya vurarak o konuyu doğaya teslim ederler.
Peki siz de sakındığınız bir şey olduğunda tahtaya vurur musunuz ?
Tahtaya vurmanın buradan geldiğini biliyor muydunuz?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız