Mor ışınların enerjisi, kırmızı ışınlardan daha büyük... Kırmızı ışık dalgaları, görünen en uzun dalgalar; mor ışığın dalgalan ise en kısa dalgalar olarak biliniyor. Buna karşılık, kırmızı ışığın dalgalarının frekansı düşük, mor ışığınki de yüksek... Yani, cismin sıcaklığı arttıkça yaydığı ışığın tayfı mora kayıyor, azaldıkça da kırmızıya... (Wien yasası) Bu durumdaki ışınlar değişik tayflar veriyor. Tayf analizinin esasları da "Kirchoff Yasaları" denilen, üç sınıfa ayrılan tayf yasalarıyla belirleniyor; "Sürekli tayf”, "Parlak çizgi tayfı" ve "Karanlık çizgi tayfı"...
Prof. Demircan, daha özlü bir anlatımla, tayf üzerindeki parlak çizgilere "salma çizgileri", karanlık çizgilere de "soğurma çizgileri" denildiğini açıklıyor. "Bu çizgilerin oluşumu ise, atomların etrafındaki elektron kabuklarının enerji değiştirmesi sonunda yerlerini değiştirmesinden kaynaklanıyor. Örnek olarak, bir hidrojen atomunu (H) alalım... Bu hidrojen atomunun üzerine enerji düşerse (ısıtılırsa), bu durum öncelikle eletronları hareket ettiriyor. Elektron enerji aldığından, bulunduğu kararlı yörüngeden bir üst yörüngeye geçiyor. Bu enerji ortadan kalktığında ise, aynı elektron aksine, bu üst seviyeden tekrar eski durumuna geçiyor. Fakat, elektron üst seviyeden eski düzeyine geçerken, önceden aldığı enerjiyi yaymak zorunda... Yani, bu enerjiyi açığa çıkartması gerek...
İşte açığa çıkan bu enerji, tayf üzerinde bir çizgi oluşturuyor. Tabii, tek atom için bu çizgi oluşmuyor. Aynı elementin milyarlarca atomu hep birden aynı şekilde ve kendilerine özgü davrandıkları için, tayf üzerinde belli bir yerde ve belli bir çizgi oluşuyor. Aynca, bu çizginin oluşması ortamdaki sıcaklığa, basınca ve kimyasal yoğunluğa bağlı..."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız