Bir maddenin akması için, her şeyden önce kesinlikle sıvı halinde olması ya da sıvıya dönüşmesi gerek... Bir maddenin sıvıya dönüşmesi ise, moleküllerinin deforme olacak duruma gelmesine bağlı... Katı maddelerin akması diye bir şey söz konusu değil; çünkü, onları oluşturan moleküller birbirine sıkıca yapışık... Bu nedenle de biçimleri değişmez bir nitelik kazanmıştır. Ne var ki, bu durum gerçeği tam anlamıyla yansıtmıyor. Örneğin; reçel damlaya damlaya akarken, krema bir türlü akmıyor... Bu örnek de, temel bir fizik sorununu tüm çıplaklığıyla sergiliyor: Neden bazı maddeler akıyor da diğerleri akmıyor?
Aslında krema da akıyor... Çünkü bir katı madde değil... Ancak, yapışkanlığı reçele oranla çok daha güçtü olduğu için, yani moleküllerinin arasındaki bağlar daha yoğun olduğu için reçele oranla daha uzun zaman içinde akıyor. Bu noktadan hareket ederek şu fizik kuralı genelleştiriliyor:
Volkanlardan yükselen ve gaz ile kül karışımından oluşan "kızgın bulutlar” saatte 400 km’yi bulan bir hızla akabiliyorlar. 10 metre yükseklikten düşen çağlayanlardan suyun alış hızı ise saatte 36 kilometreyi bulabiliyor. Vadilerin derinliklerine doğru ilerleyen buzul kitlelerinin akış hızı ise yılda sadece birkaç santimetre... Bu da buzulların yapışkanlı yüzdelerinin çok ama çok yükse olduğunun bir göstergesi...
Yorumlar
ciddi eriyik bir durum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız