Doğadaki tüm maddelerin "katı", "sıvı" ve "gaz" olmak üzere üç halde bulunduğunu hepimiz biliyoruz... Bu durum, maddelerin içindeki moleküllerin enerji ve hareketlerine bağlı; çünkü moleküller, gaz durumunda ısının etkisiyle birbirinden uzak ve çarpışır durumda; sıvı durumda birbiri üstüne yığılmış ve düzensiz; katıda ise düzenli ve birbirine yapışık bir yapıda diziliyorlar. Oysa camda, "sıvı ve katının birlikteliği" denilebilecek bir yapı var. Camın düzensiz moleküler yapısı tam bir sıvı özelliği gösteriyor. Yaşadığımız ortamda cam bir katı gibi davranıyor ve deneyler de bunu kanıtlıyor. İşte, bu ilginç durumun tek bir açıklaması var; o da "sıcaklık"...
Camın temel hammaddesi olan "silika"nın (SiO2), yüksek ısının etkisiyle ergimiş halde olduğunu düşünelim. Isı yavaşça düşürüldüğünde, ergimiş haldeki SiO2, önce "cam dönüşüm aralığı" denilen bir düzeye geliyor ve pelteleşiyor. Yavaş soğutmaya devam edildiğinde pelte, bir donma ya da kristallenme noktasında katılaşıyor. Bu yavaş soğutma nedeniyle SiO2'nin molekülleri düzene giriyor ve cisim gerçek olarak katı halde bulunuyor. Ne var ki, ortaya çıkan madde kristal yapıda ve katı halde bir madde olmasına rağmen asla "cam" sayılmıyor.
Eğer sıvı haldeki SiO2, cam dönüşüm aralığından sonra, hızlı bir biçimde soğutulursa, elde edilen maddenin molekül yapısı düzensizleşiyor. Bu durumda gerçek bir sıvı kategorisine giren maddenin adına da "cam" deniyor. Dönüşüm aralıklarını sıcaklık değeri olarak vermek gerekirse; 1800 C'da ergimiş SiO2 yavaş soğutulursa 1650-1700 dereceler arasında hemen kristalleniyor. Ancak sıcaklık, 1800 C'den ani bir düşüşle 1450 C'ye indirilirse, ergimiş SiO2 "kristallenme"den "camsı faz"a geçiyor.
probiyotik
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız