Tarihte yapılmış ve kazanılmış askeri zaferlere baktığımız zaman, güçsüz olan tarafın güçlü olan tarafı yendiği savaş sayısı oldukça az olmakla birlikte her zaman için tarihte efsaneleşmiş savaşlar olmuşlardır. İşte 30 Ağustos Zaferi de aslında böyle efsanevi bir zaferdir. Eşsiz bir zaferdir. 30 Ağustos Zaferi kazanıldığında, bütün Kurtuluş Savaşı boyunca Türk ordusu her zaman için düşman ordulardan daha az teçhizatla, daha düşük bir teknolojiyle, daha az gıda ile ve hatta daha az asker sayısı ile bu savaşı kazanmayı başarmıştı. Yani daha güçsüz tarafta olmasına rağmen bu savaşı kazanan taraf olmuştu. İşte 30 Ağustos böyle bir zaferin kutlamasıdır.

30 Ağustos zaferi bir gücün zaferi değildi. Aslında 30 Ağustos zaferi bir komutanlık sanatının eseriydi ve 30 Ağustos zaferi gerçekten cesur askerlerin zaferiydi. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının komutanlığının bir eseriydi. Bir sanat eseri gibiydi. 30 Ağustos bu sanat eserine vurulan son fırça darbesidir aslında. Ve 30 Ağustos Zaferi'ni kazanan askerler hepsi tarihin en cesur askerleri arasında yer alacaktır. Burası kesin eşi benzeri olmayan zaferlerden birisidir. Bu zaferi aslında tarihte kıyaslayacağımız ya da denk tutacağımız bir zafer bulmakta oldukça güçtür. Belki Amerikan Özgürlük Savaşı'nı kıyaslayabiliriz ama orada bile Amerikalıların düşmanlarına karşı bizimkine kıyasla daha çok imkan ve olanakları vardı. Yani denk tutamasak bile belki bir kıyaslama konusu olabilir ama kesinlikle biz daha az imkanla bu zaferi kazandık. Buna şüphe yok. 30 Ağustos Zafer'i aslında hepimiz için büyük bir onur ve gurur meselesidir. Bazı insanlar bunu anlamasa da bu gerçeği kimse değiştiremez.