Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam düştü beşikten, babam düştü eşikten, az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, altı ay bir gündüz gittik, bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz.
Güzel bir sonbahar sabahı ormanların padişahı aslan, bir ağacın gölgesinde yatmış, güneşin keyfini çıkartıyormuş. Korkak fare de avlanmak için ormanda gezintiye çıkmış. Fare olabildiğince sessiz, yapraklar altından korkak ve ürkek adımlarla ormanda dolaşıyormuş ki birden kendini aslan padişahın pençesinin altında bulmuş. Fare başlamış bağırmaya:
— Vik vik vik! Beni kurtaran yok mu, demiş.
Kim zavallı fareyi kurtarabilir ki aslan padişahın pençeleri arasından? Aslan ayağa kalkmış, tam hamle yapacakmış ki can havliyle atılan narayı duymuş ve pençesinin altındaki fareyi fark etmiş
— Oh oh oh, diye gülmüş.
Avının ayağının altında olduğuna pek sevinmiş Gerçi karnı da çok acıkmamış. Aslan fareyle kafa bulmaya başlamış. Fare korkuyla aslana:
— Aman padişahım, ben ettim, sen etme. İstemeden kendimi burada buldum. Sen ormanların padişahısın. Bu seferlik beni yeme, bağışla, demiş.
Aslan:
— Neden bağışlayayım? Ayağıma gelmiş av hiç bağışlanır mı? Ben de tam ava çıkıyordum. Seni yedikten sonra burada biraz daha güneşin keyfini çıkartırım, demiş.
Fare aslana:
— Sen ormanların padişahısın, bense küçük bir fareyim. Ben senin karnını bile doyurmam. Bir seferlik affetsen ne olur ki, demiş.
Aslanın son derece kararlı olduğunu anlayan fare aslana son bir şey daha söylemek istemiş:
— Padişahım, bak beni bir seferlik affet, bir gün ben de senin hayatını kurtarırım, demiş.
Böyle deyince aslanın keyfi kaçmış. Biraz da öfkelenerek:
— Sen bu küçük hâlinle bana nasıl yardım edebilirsin ki zavallı fare, demiş.
Fare:
— Hayatımı bağışlayıp bana bir şans verirseniz, inşallah bir gün bunu size ispatlayabilirim, demiş.
Aslan padişah, farenin bu isteğini yerine getirmiş, fareyi pençesinin arasından serbest bırakmış. Fare özgür kalmanın vermiş olduğu coşkuyla evine koşmuş.
Aradan günler geçmiş. Fare yine güzel bir ilkbahar sabahı ormanda gezintiye çıkmış. Bu sefer daha tedbirli ve ürkekmiş. Etrafı kolaçan ederken uzaklardan bir homurtu sesi duymuş. Sesi merak ederek sesin geldiği yöne gitmeye başlamış.
Sesin geldiği yere vardığında bir de ne görsün? Ormanlar padişahı aslan avcıların ağına düşmüş, homur homur homurdanmıyor mu? Beklediği zamanın geldiğini düşünen fare, hemen harekete geçmiş. Önce verdiği sözü tutmanın heyecanından olsa gerek telaşlanmış. Sonra hemen toparlanıp kafasını çalıştırmış. Süratle tanıdığı, bildiği bütün arkadaşlarına haber göndermiş. Kendisini tanıyan bütün farelerin söylediği yere gelmelerini istemiş. Biz diyelim yüz, siz deyin bin fare çok kısa zamanda oraya gelmişler. Fareler gördükleri manzara karşısında küçük dillerini yutacak kadar şaşırmışlar. Gür bir fare sesi ortalığı yatıştırmış:
— Haydi arkadaşlar, iş başına! Bütün ipler kesilecek. Ormanların padişahı kurtarılacak, hücuuum, demiş.
Çok kısa zamanda ipler kesilmiş. Ormanların padişahı önce yere düşmüş. Ayağa kalktığında gözlerine inanamamış. Rüya görüyorum sanmış. Kendisini kimin kurtardığına bir türlü karar verememiş. Yaprakların arasından ince bir ses:
— Geçmiş olsun padişahım. Şimdi nasılsınız acaba, demiş.
Aslan bu sese yabancı değilmiş. Yaprağın altındaki fareyi görünce önce irkilmiş, sonra şaşkınlığına devam etmiş. Fareye:
— Yoksa beni sen mi kurtardın, demiş.
Fare:
— Evet, sayın padişahım ama tek başıma değil, demiş.
Aslan padişah gür bir ses ve mahcup bir edayla fareye:
— Nasıl becerdin bunu, demiş.
Fare:
— Arkadaşlarımı toplayıp kemirgenlik özelliğimizi ortaya koyduk padişahım, demiş.
Aslan padişah önce olabilir mi, diye düşünmüş, sonra fareye inanmış. Fareyi zamanında küçümsediği için utancından kıpkırmızı olmuş. Kocaman ağzından şu sözcükler dökülmüş:
— İyi ki seni yememişim ve serbest bırakmışım. Bundan sonra sen benim can dostumsun, demiş.
O günden sonra aslan padişah ile fare iyi bir dost olmuşlar. Ormanın içinde huzur içinde yaşamlarını sürdürmüşler.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız