Zafer an meselesiyken Baltacı Mehmed Paşa'nın bu fırsatı yüz geri edişini, çeşitli Türk yazarlar, "fantastik" unsurlarla zenginleştirerek hikaye ettiler. Bu hikayelerde asıl vurgulanan şuydu: Hafifmeşrep Katerina, yanına yüklüce altın mücevher alıp Osmanlı ordugâhına gelmişti; son hücum emrini vermemesi için, mücevherieriyle birlikte kadınlığını da sunarak Osmanlı Sadrazamını barışa razı etmişti. Bu efsanenin hiçbir dayanağı ve kaynağı yoktur. Olasılıkla barış karşıtı XII. Şarl ile Devlet Giray tarafından ortaya atılmıştır.
Olayın doğrusunu Voltaire'in, Nahit Sırrı Örik'in dilimize çevirdiği XII. Şarl'ın Tarihi adlı yapıtından öğreniyoruz. Voltaire, gençliğinde Londra'dayken Prut Savaşı'na katılmış yaşlı Rus generallerinden bu savaşın safahatını da dinlemişti. Kısaca şunu anlattı; Türk ordusu ile Prut bataklığı arasında sıkışıp kalan Petro, ertesi sabah olacakları düşünerek saçını başını yolmaktayken, Rus geleneklerine göre ordu içinde kadın bulunması ve hele çarın çadırına girmesi yasak olmasına rağmen, Katerina, generalleri ikna edip Çar'ın çadırına girip kocasını yatıştırdı; kendi mücevher ve kürkleriyle birlikte toplanan yüklüce bir parayı barış görüşmecileriyle Baltacı Mehmed Paşa'ya gönderdi.
Yani Katerina'nın "çadıra girmesi" ve rüşvet sunması doğru; ama girilen "çadır" yaşlı Osmanlı sadrazamının değil, kocası Çar'ın çadırıydı! Osmanlı çadırında "başbaşa" görüşenlerse, uydurma hikaye gibi romantik olmayabilir ama, Osman Ağa ile Şafirov'du. Katerina ise 1724'te I. Katerina unvanıyla Çariçe oldu.
Yorumlar
cidden enteresan olay
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız