Bugün insanlık olarak insan hakları, demokrasi, çocuk hakları, sosyal yardım sistemleri ve bunun gibi pek çok güzel, iyi ve medeni diyebileceğimiz kavramları hayatımızın içinde bulunduruyoruz. Dünyadaki bütün toplumlarda böyle kurumlar veya kavramlar tam olarak uygulanmasa da dönüp genele baktığımız zaman geçmişe kıyasla büyük bir değişim söz konusu. İnsanlık bunu bir şekilde başarabildi. Kendi medeniyetini son 100 yıl içerisinde veya 150 yıl içerisinde olağanüstü bir şekilde geliştirebildi. Tabi bu insanların kendi geçmişlerini veya kendi özlerini de biraz unutmasına sebep oldu. Bugün insanların vahşice yaşanan bir olaya, herhangi bir insan hakları ihlaline veya bunun gibi bir olaya oldukça şaşırdığını veya dehşete kapılarak izlediğini görebiliyoruz.
Dehşete kapılacak bir şey yok. Çünkü insanlık bundan 100 yıl öncesine kadar zaten böyleydi. 100 yıl öncesine kadar baktığımızda insanlık inançlar uğruna savaşlar çıkaran, birbirlerini katleden, kölelik sistemini uygulayan, kolonicilik sistemini geliştirip dört bir yandaki geri kalmış toplulukları sömüren, dünya savaşları çıkaran vahşi bir ırktır aslında. Aslında insanlar yırtıcı varlıklardır. Ancak bunu medeniyet bize unutturmaya çalışıyor. Büyük bir oranda da unutturuldu. Ancak bunun unutturması bunu insanlığın özünden atılabileceği anlamına gelmiyor.
Bugün dünyaya baktığımız zaman bunca medeni kurum ve kavram ortadayken, insanların neden hala vahşice şeyler yapabildiğine şaşırabiliyoruz. Yani tecavüzler, savaşlar, yıkımlar, insan hakları ihlalleri... Bu tarz şeyler niye var diyebiliyoruz. Var çünkü insan aslında böyle bir varlık. İnsan özünde fırsat bulduğu zaman kendi çıkarını arttırmak için başkalarına zarar vermekten hiç çekilmeyen bir canlı. Binlerce yıl doğada bu şekilde hayatta kaldı. Kendi devletlerini kurduğu zaman devletlerini bu şekilde ayakta tuttu. Bireyler toplumlarla bu şekilde var oldu. Bundan 100 yıl öncesine kadar hem bireylerin insan hakları ihlallerine hem de toplumların birbirleriyle yaptığı savaşlara baktığımız zaman aslında ortada ne bir insan hakkı vardı ne de demokrasi vardı ne de buna benzer başka bir şey vardı. İnsanlık son 100 yıldır aslında binlerce yıllık alışkanlıklarını bırakmaya çalışan bir tür gibi ve bu konuda doğal olarak oldukça bocalıyor. İşte medeniyet genel olarak tam olarak böyle bir şey. Medeniyet kuruldu diye insan doğası değişti zannediliyor ama oysaki böyle bir şey yok. İnsanlar hala aynı. Sadece medeniyet gelişti hepsi o kadar.
kaptanfilozof06
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız