Bir insanın değişmesi başlı başına komplike, zorlu ve korkutucu denebilecek bir süreçtir. En azından insan için bu böyledir. Çünkü bir insanın değişmesi için genellikle çok büyük acılar, travmalar ve kötü olayların yaşanmış olması gerekir o insan için. İnsan bunların dışında kolay kolay zaten değişebilen bir canlı değildir. İnsan istediği sürece kendisiyle ilgili belli başlı şeyleri belli bir çaba sonunda değiştirebilme potansiyeline sahiptir. Bunların başında bireyin karakteri gelmektedir.
Bireyin değer yargıları gelmektedir, inançları gelmektedir. Yani bilişsel yanlarımız daha çok gelmektedir. Bunun haricinde bir birey vücut geliştirerek kendi fiziksel görünümünü değiştirebilir, spor yaparak bunu yapabilir. Bunlar genel olarak insanın değiştirebileceği yanlardır. Yani bilişsel ve fiziksel özellikleri insanın değiştirebilme potansiyelinin olduğu özellikleridir. Bir de bunun haricinde insanın değiştiremeyeceği yanları vardır. Ve o değiştiremeyeceği yanlar ise aslında bir insanın kaderini belirlemektedir.
Değişime öncelikle bir sınır koymamız gerekir. Yani insan değiştirebileceği özelliklerini bile sonsuza kadar değil, belli sınırlar çerçevesinde değiştirebilir. Yani bir insan doğal haliyle 90 kilo ağırlığındaysa, bu insanın doğal sınırlar içerisinde kaldırabileceği maksimum ağırlık 300 ya da 350'a çıkartabilir. Tabii doğal olmayan yollarla, ilaçlarla bir insan kendi vücudunu çok daha fazla geliştirebilir ama genel olarak doğal yollarla buna çıkabilir. Genetik olarak bir yeteneği veya yatkınlığı yoksa veya bir insan kendi vücudunu belli bir sınırda değiştirebilir.
Aynı şey karakter içinde geçerlidir. Örneğin çok öfkeli bir insan öfkesini dizginlemeyi belli bir yere kadar öğrenebilir. Hiç öfkeli olmayan bir insan gibi olamaz. İşte burada sınırlara değindik. Aslında bizi sınırlayan yanlar bizim kendimizi değiştirmemizi de engelleyen kısımlardır. Örneğin futbola hiç yeteneği olmayan birisini düşünün. Bu kişi çok çalışarak çok yetenekli bir oyuncu haline gelebilir mi? Gelemez. Sadece iyi futbol oynayan birisi haline gelebilir ama çok yetenekli, dünya çapında yetenekli isimler gibi olamaz. Çünkü bunun için yaratılmamıştır. İşte burada insanın değiştiremeyeceği yanlarına geliyoruz. Yani kaderini belirleyen tarafları. Yani yetenek ve beceri kazanmak potansiyeli veya yeteneksizliklerini yeteneğe çevirme potansiyeli. Bu genellikle bir insanda pek fazla yoktur. Yani bir insan bir şeyde yeteneksiz ise o konuda çok yetenekli bir hale gelemeyecektir.
Bir insan bir konuda çok yeteneksiz ise sadece o konuda iyi hale gelebilir demiştik ama çok çalışarak aşırı yetenekli hale gelemez. Çünkü tabi burada keşfedilmemiş bir yeteneği ortada yoksa bu varsayımdan gidiyoruz, gelemez. Çünkü bu insanın sınırıdır. Örneğin IQ seviyesi 100 olan birisi çok çalışarak bunu belki de en fazla 110'a 115'e kadar çıkartabilir, ama bir dahi seviyesine ulaşamaz.
İşte insanın değiştiremeyeceği yanları aslında doğanın ona koymuş olduğu sınırlarıdır. Her insan belli sınırlar içerisindedir ve bu sınırları genellikle aşamaz. İşte insanın sınırları onun kendisinde değiştiremeyeceği yanlarıdır. İnsan sınırsız potansiyele sahip bir canlı değildir. Sadece belli bir potansiyele sahip bir canlıdır. Hepsi bu. O potansiyeli geliştirebilmek için de iradesini ortaya koyabilir. Ancak iradesini ortaya koysa bile aşamayacağı bazı sınırları vardır. Ve bu sınırlar bireyin kaderini belirler, yetenekli olduğu konuları belirler ya da yeteneksiz olduğu konuları belirler. İnsan kendi sınırlarını, doğanın ona koymuş olduğu görünmez sınırları aşamaz ve bu yanlarını değiştiremez.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız