Filmlerde ya da dizilerde gösterilen onca hayat aslında bir şeylerin gerek toplum tarafından, gerek de dizi ve film sektörü tarafından idealize edilmiş muhteşem hali. Bu tarz hayatlar, örneğin çok medeni evlilikler, son derece modern çiftler, son derece harika bir işte çalışan bir kadın ve bir erkek, aynı evin içinde aynı aile ortamını sürdürürler. Çocukları vardır ve sorunsuz bir hayatları vardır. Ya da çok daha farklı olabilecek hayat tarzları ve karakterler sunulur ama bu hayatlar ve karakterler de idealdir. Tüm bunlar ideal bir yaşam olarak sunulsa da aslında doğaya genel olarak aykırıdır. Bu aykırı yanları da sizlere şöyle anlatabilirim.
Burada yanlış olan yegane şey, her şeyin bu kadar ideal olmasıdır. Elbette bu tarz film veya dizilerde bazı sorunlar da yansıtılır ama bu sorunlar genelde gerçekte çıkabileceklere göre oldukça ufak ve basittir. Ama işin özüne baktığımız zaman hiçbir şey, ama hiçbir şey bu kadar harika, bu kadar iyi, bu kadar muhteşem olamaz. Yani filmlerde ve dizilerde bize sunulan tüm hayatlar aslında sadece harika bir hayalden ibaret. Bir de bunun sosyal medya kısmı var tabi. Sosyal medya kısmı da bize harika olabilecek hayatlardan ufak ufak kesitler sunarak, sanki gerçekten de her şeyin muhteşem olduğu hayatlar varmış gibi göstererek hem dizi ve filmlerde gösterilen hayatları pekiştiriyor, hem de insanların bu ideal hayat yalanına daha kolay inanmasına neden oluyor.
Sosyal medya, diziler ve filmler. Bu üçünün birleşimi aslında insanların kafalarında hiç olmayan bir hayatın veya dünyanın var olduğu izlenimin oluşmasına sebep oluyor. İnsanlar diziler ve filmlerin gerçek olmadığını, sahte olduğunu düşünebilirler gayette. Ancak burada şöyle bir olay var. Bu işin içine sosyal medya girdiğinde insanlar sosyal medyada yayınlanan pek çok şeyin gerçek olduğunu konusunda inanmaya daha açık oluyorlar. Çünkü sosyal medyada konulan şeyler aslında dışarıdaki insanlar tarafından konulan görseller veya kısa videolar. İşte bu yüzden sosyal medya, diziler ve filmler birleştiğinde insanlarda ideal bir hayat varmış ve bu yaşanıyormuş da sanki kendi hayatları böyle değilmiş gibi bir izlenim yaratıyor.
İdeal hayat yalanına inanan insanların yaşayacakları en büyük olumsuzluklardan bir tanesi aslında son derece büyük bir yalnızlık ve son derece büyük bir tatminsizlik olacaktır. Çünkü ideal hayat yalanına inanan birisi aynı ideali kendi hayatında da aramaya başlar. Kendi kendine şöyle düşünür. Böyle bir şey gerçekte var ve yaşayan birileri de var. O halde ben niye yaşayamıyorum? İşte bu soruyu kendine sorduğu zaman ideal hayatı kendisi için de aramaya başlar. İnsanları beğenmemeye başlar, arkadaşları beğenmemeye başlar, kendisini beğenmemeye başlar, hiçbir şeyden tatmin olmamaya başlar. Aslında gerçek olmayan ve gerçek olamayacak bir şeyin peşine düşmüştür ve onun gerçek olavileceğini zannediyordur.
Gerçek olduğunu zannettiği yalanın peşinde koşarken, aslında kendi hayatının da öyle olmadığını fark ettikçe, kendi hayatından da tiksinmeye başlar. Kendi hayatını değiştirmeye ve o ideale ulaşmaya çalışırken de, gerçekten de zor denebilecek anlar yaşamaya başlar. Aslında son derece saçma bir kıyaslamanın içine düşer birey burada. Kendi hayatıyla hiç olmayan, kendi kafasında tasarladığı bir şeyi kıyaslar, o olmayan şeyin kendi hayatında olmadığını gördükçe üzülür veya sinirlenir. Hayatına giren insanların o ideale uymadığını gördükçe veya girmek istediği insanların o ideale uymadığını gördükçe, o insanlardan uzaklaşır ya da onları ciddiye almaz. Ardından da yine hiç olmayan bir şeyin olmadığına üzülür. Ancak o ideal olanın hiç olmadığı ve olamayacağı gerçeğiyle bir türlü yüzleşemez.
Sonuca baktığımız zaman ise ideal hayat yanılgısı insanı yalnızlaştırır, insanı mutsuzlaştırır ve insanın hayatını ve zamanını boşa harcamasına sebep olur. İdeal hayat bir yalandır. Hem ideal olduğu için doğaya aykırıdır, hem muhteşem göründüğü için, kusursuz olduğu için doğaya aykırıdır. Doğada muhteşem ya da kusursuz olan hiçbir şey yoktur. Her şey hata barındırır, her şey sorun barındırır. Ama filmlerde, dizilerde ya da sosyal medyada sunulan tüm o hayatlar, bireyler ve o bireylerin karakterleri ve hayatları kusursuzdur. Bu yüzden yalandır ve doğaya aykırıdır. İnsanlar da film, dizi ve sosyal medyalardan gördükleri ve doğaya aykırı olan bu yalanlara inandıkları için asla mutluluğa ulaşamazlar. Bu çok zor olacaktır, neredeyse imkansız olacaktır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız