Ağustos 18, 2025

Haklı Çıkma Oyunu

Herhangi bir konuda haklı olmak veya haksız olmak. Bu, insandan insana, kişiden kişiye göre değişen bir kavramdır. Hatta toplumdan topluma bile değişebilen bir kavramdır. Herhangi bir konuda haklı olmak veya haksız olmak, insan icadı olan bir kavram olduğu için öznel bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Herhangi bir konuda kimin haklı veya haksız olduğu veya hangi hareketin insanı haklı yapacağı veya haksız yapacağı kişiden kişiye göre değişen bir konudur. Kimi insana göre bir insanı haklı yapacak bir davranış veya söz, kimi insana göre onu haksız yapacaktır. Bu değişebilir.

 

Haklı olmak veya haksız olmak kavramı sadece kişiden kişiye göre değil, durumdan duruma, dönemden döneme, konjonktürden konjonktüre göre de değişebilir. Örneğin, savaş zamanlarında insanların birbirini öldürmesi son derece normal sayılabilirken, hatta düşmanını öldüren taraf bizzat kendi toplumu tarafından haklı görünebilirken, barış dönemlerinde insan öldürmek her halükarda büyük bir problem ve kişiyi haksız gösterecek bir davranıştır. Hatta bırakın insan öldürmeyi, en ufak bir şiddet eyleminde bulunmak bile şiddet eyleminde bulunan kişiyi haksız gösterecektir. Buradan da görüldüğü gibi, haklılık kavramı olaydan olaya, durumdan duruma göre de değişebilmektedir.

Haklı Çıkma Oyunu

Haklılığın veya haksızlığın durumdan duruma veya kişiden kişiye göre değişen bir kavram olduğunu anlatmanın en iyi yolu, soğuk savaş döneminde komünizm ve kapitalizm, yani Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki mücadeleye bakmaktır. İki büyük topluma baktığımız zaman, Amerikan tarafı açısından Sovyetler Birliği son derece haksız bir durumdaydı, barbar, zorba bir konumdaydı ve kendileri haklı durumdaydı. Ama dönüp de Sovyetler Birliği'nin açısından baktığımız zaman, onlara sorsanız, Amerika Birleşik Devletleri haksız durumda olan barbar, zorba bir devletti ve komünizm ve Sovyetler Birliği haklıydı. Yani haklılık aslında bireyin ya da toplumun haklı veya haksız olması ile ilgili değildir. Kimin en güçlü olduğu ile ilgilidir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'ni haklı buluyoruz. Çünkü o Sovyetler Birliği'ni yendi. Yenen taraf haklıdır, haklı olan taraf haklı değildir.

 

Birinci ve ikinci dünya savaşlarına bir bakın. Bu iki dünya savaşında da haksız olan taraf Almanlar oldu. En azından tarihi okursanız böyle. Çünkü kazanan taraf değil, kaybeden taraf Almanlardı. Kazanan taraftan olan Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere ve Fransa haklı konumda gözüktüler. Çünkü onlar kazanmış ve tarihi yazmışlardı. Japonlar da aynı zamanda haksızdı. ABD onlara iki tane atom bombası attı ama ABD tarafıhaksız olmadılar, haklı oldular. Yani buradan şunu anlıyoruz ki haklı çıkmak aslında kazanan taraf olmak demektir ne yazık ki.

Haklı Çıkma Oyunu

Bireylerin vicdanlarına inip baksanız, orada haklı ve haksızı insanların vicdanlarına göre karar verdiğini anlayabilirsiniz. Ancak bireylerin bunu vicdanlarına göre karar vermesi, kazanan tarafın haklı olduğunu veya haklı konuma geçtiğini, öyle değilse bile ve istediği her şeyi yapabileceği gerçeğini değiştirmiyor. Yani güçlü taraf. Aslında mekanizma kabaca şöyle işliyor. İki taraf arasında bir sürtüşme yaşanıyor. Bu sürtüşmede kazanan taraf güçlü olan taraf oluyor ve haklı konuma kendi kendini geçiriyor aslında. Olay bundan ibaret. İster bireyler arasında olsun, ister toplumlar arasında olsun, haklı çıkma sanatının bir numaralı özeti de aslında bu. Güçlü tarafta olmak. İradeli tarafta olmak. Bir tartışmada olduğunuzu düşünün. Bu tartışma esnasında karşı tarafın argümanlarını kabul ederseniz, onun haklılığını kabul etmiş olursunuz ve siz haksız duruma düşersiniz. Bu sizin argümanlarınız veya düşünceleriniz daha kaliteli ya da daha iyi olsa bile sizi haksız duruma düşürecektir. Sırf bunu kabul ettiğiniz için. Sizin orada kaybettiğiniz şey ise aslında iki devlet arasında yaşanan bir savaşın kaybedeni olmak gibidir. Orada tartışmayı kaybettiniz. Karşı tarafın argümanlarını kabul ederek.

 

Haklı çıkmak aslında en iyisine sahip olmakla ilgilidir. Bireysel tartışmalarınızı düşünün. Eğer sizin fikirleriniz daha iyiyse ve sizin fikirlerinizde karşı tarafın geliştirebileceği bir argüman yoksa siz haklı olan taraf olursunuz. Fikirlerinizin ne olduğunun pek de bir önemi kalmaz. Veya iki devlet arasındaki savaşı düşünün. Ordusu daha güçlü, silahları daha kaliteli olan taraf savaşı kazanır ve kendisini haklı konuma geçirir. Ordunun ve silahların güçlü ve kaliteli olmasıyla fikirlerin, argümanların güçlü olması aslında aynı şey olarak düşünülebilir. Birisi bireysel çapta tartışmada güçtür, diğeri toplumlar arası tartışmada güçtür. Ve haklı çıkma sanatının özüne inmiş olursak aslında haklı olan taraf güçlü olan, kendi fikrini kabul ettirebilen ve daha kaliteli fikirler sunabilen taraftır. Haklı olmak demek, güçlü olmak demektir. Daha iyi fikirler üretebilmek demektir. Veya en azından cevap verilemeyecek fikirler üretebilmek demektir. Çünkü haklılık kişiden kişiye göre değişen bir algıdır ve bu algı en iyi güçle yönetilir. 

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Haklı Çıkma Oyunu

Haklı Çıkma Oyunu

Sorun Yaratma Bağımlılığı

Sorun Yaratma Bağımlılığı

İçgüdülerin Hayallerle Çelişmesi

İçgüdülerin Hayallerle Çelişmesi

Ahlakın İçselleştirilmesi

Ahlakın İçselleştirilmesi

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Haklı Çıkma Oyunu

probiyotik

Hamel

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun