Ayçiçeğinin botanik adı ‘Helianthus‘tur, ‘güneş‘ (helios) ve ‘çiçek‘ (anthos) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Neşeli sarı ayçiçekleri, hayranlığı ve sadakati sembolize eder, ancak acımasız bir ihanet hikayesiyle ilişkilendirilirler.

Yunan mitolojisi, Clytie adlı bir su perisinin güneş tanrısı Apollon‘u sevdiğini söyler. Apollon da Clytie‘yi çok sever. İlk zamanlar ilişkileri harikadır. Su perisi Apollon ile birlikteyken babasından ayrı ve uzaklarda kalır. Bir gün babasının hastalandığını öğrenir ve babasının yanına gider. Apollon onunla gitmez çünkü Apollon su perisi Clytie’den sıkılmaya başlamıştır.

Clytie babasını görmeye gittiğinde bir gün Apollon ölümlü bir prenses olan Leucothoe‘yı görünce ise Apollon‘un gözleri Leucothoe‘dan başkasını görmez olur. Bu durum karşısında kıskançlık krizlerine kapılan Clytie intikam almak amacıyla Apollon ve ilişkisini Leucothoe‘nun babasına anlatır. Baba, kızını derhal diri diri gömerek cezalandırır. Bunu öğrenen Apollon, Clytie‘ye olan tüm sevgisini kaybeder.

Hayal kırıklığına uğrayan Clytie çaresizliğini ifade etmek için dokuz gün boyunca aç ve susuz çırılçıplak oturup Apollon‘a bakar. Apollon, onu görmezden gelmeye devam eder. Günler geçer ve beklemeye devam eder ama Apollon da onu görmezden gelmeye devam eder. En sonunda bir gün Clytie bir ayçiçeğine dönüşür. Sonsuza dek gözleri gökyüzünde güneş tanrısı Apollon’u arar…